Sabahtan Öte Müzik

   https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgMOBgiKrxQsxcdDP5Dx4_wjmiHEWmzOO17EIlY9itYNW8MpQxJiAUN6SGGypxl7BxSodqOpFPNeYXeeO31aLGxI1Q31R6S8zCiVoNBZpXI4N-j7uRhT6YPYON36Nhr3Gzy600XOT5Yai8T/s1600/muzik+(1).jpg

  Saat sabaha doğru uyku denen şey nerelerde bilinmez. Gidilmeyen konserlerden videolar izlenmekte. Adamlar başka memleketlerde dilleri bilinmiyor. Aradaki tek ortak nokta yürekler. Almışız elimize kahveleri oturmuşuz bilgisayarın en lüks köşesine ( Sena Dilek ilen ) dinliyoruz birer birer şarkıları. Dinlerken de gözümüzün önünden geçen klipler ve konser kayıtları. Sendekiler bana bendekiler sana paylaşım en üst safhada. Dinlenen ve sevilen müziklerde ortak olunca hani kimse değmesin keyfimize modu var biraz da üstümüzde. Bir bakıyoruz saat on iki (gece yarısı olan ) bir de baktık beş olmuş. Zaman göreceli nede olsa güzel geçince tutulmuyor saniyeler galiba.
    Garip bir şekilde bu müzik olayına takmış bulunmaktayım. Israrla aradaki mesafeler önemsiz gelmekte “Hadi gel müzik dinleyelim, bir olalım.” diyesim var herkese. Dünya’da herkesi birbirine bağlayacak tek noktanın o olduğunu düşünmekteyim bu sıralar. Ebedi ve zahmetsiz ortak bir dil. Fazlasına büyülenmiş bir halde bir ahmaktan hallice mutlu ediyor bu durum beni. Bunu müzik dinlerken beynimin büyük bir kısmını kapatarak yapıyorum. Çevremle olan tüm bağlantımı kesip tamamen müziği bedenime çekiyorum. Sonra bambaşka bir ben bir de onu izleyen başka bir ben. Kendimi bir çeşit derin düşünme yöntemini öğrenmiş gibi hissediyorum.
      Cidden bu saatte bu konunun neden aklıma geldiğini bilmediğim gerçeğiyle beraber bildiğim ve hissettiğim bir şeyin coşkunluğunu dile getirmenin mutluluğunu da yaşıyorum aynı zamanda. Düşünüyorum da tüm dünya zamanlarında belki de bize sırtını dönmeyecek olan nadir insan ürünlerinden birisi şu dinlediğimiz ses dalgaları. İnsanlığın gerçekten insanlığını kaybetmediğinin bir şekilde kanıtı. Hani şu bilimkurgu filmlerindeki gibi teknolojinin insanların arasına karışıp fazlasıyla robotlaştığı sıralarda sadece makineleşme karşıtlarının sanata olan aşkı durumundaki gibi.
      Hadi tamam bunu da geçtim. Ortak bir dil biliyorum her isyan edene karşı savunmaktayım ısrarla. İzlerken bir filmi sözleri olmayan bir müzikte ağlayıp yine aynı şekilde ıssız bir odada geçen korku filminde çıkan sesle korkudan beyazlamıyor muyuz sanki? Ne dediğini bilmesem de seviyorum hissedebildiğimi. Sabah saatlerine yaklaşırken daha bir aşkla bağlanıyorum ona ve gün ışığımı bekliyorum sıcak melodiler eşliğinde.