Siyah Koltuk Şubat Sayısı - (5.Baskı)

1) Alışkanlıklarından biri nedir?
-Hafta içi her gece hala radyo programı olan Matrax'ı dinlemeden uyumuyorum. Zaten Zeki'yi dinlediğim zaman diliminde uyanık oluyorum. Ve hatta şuan bile dinliyorum (02:19) Her ne kadar alışkanlıkta olsa bu program dinleyemediğim zaman üzülmüyorum.

2) Başkalarına ne öğretebilirsiniz?
-Elde tutulur cinsten baktığımda, iyi kullandığım bilgisayar yazılımlarını öğretebilirim. HTML dilini de gösterebilirim ama olaya tam hakimiyetim yok. Temel düzeyde... Yine basit düzeyde gitar tekniklerini gösterebilirim. Özellikle yeni başlayanlara tabi. Yemek konusunda bir şey öğretemeyeceğimi de not düşebilirim. Bisiklet sürmeyi öğrettiğim kardeşlerim var. Bide binek otomobilin teorik kullanımı hakkında bilgilerimi aktarabilirim.

3) Arkadaşlarında en çok hangi özellikleri ararsın?
-Soru soran arkadaş tipi. Arkadaş dediğin konuşkan olacak, soracak sorgulayacak, tartışacak benimle. En önemli özelliği elbette bu değil ama aranılan özelliklerin başında gelir. İnce fikirli olması ekstra puandır! Benim yaptıklarımdan daha fazlasını yapsın. Tekliflere açık olsun. Spontane şeyler yaşayalım.

4) Her güzel şey biter mi? 
-Güzel şeyler biter hatta aşk bile... Ve aşk nedensiz sevmekmiş falan derler. Güzel şeylerin sonsuza kadar süreceğini kimse düşünmüyordur herhalde? İnsan bazen güzel şeylerde yaşamak istemez. Sırf yaşayacağı güzelliğin bitmesine üzüleceği içindir bu. Şuna da benzer; "Öleceğini bile bile yaşamak gibi" yani "mutluluğun biteceğini bile bile mutlu olmak gibi".

5) Gelecekle ilgili planların neler?
-Yakın gelecekten bahsetmek gerekirse -ki uzun vadeli planlar işe yaramaz. Avrupa ülkelerine gidebilme ihtimalimin gerçek olması durumu. Bu bir plan işe yararsa kısa dönemliğine de olsa merak ettiğim şehirlerden birine gidebilirim. Umarım giderim. Yurt dışı tecrübesi edinmek istiyorum ve kültürler arası farklılıkları canlı canlı görmek istiyorum.

6) Bu ayın vıdıvıdıları hakkında;
-2012 Aralığının sonlarında Ocak ayı içinde çıkan bir kaç albüm için sevindim. Bunlardan bazıları: Cem Adrian'ın Siyah Bir Veda Öpücüğü, Badem'in Konukları, Mor ve Ötesi grubunun Güneşi Beklerken'İ, Melis Danişmend'in Biraz Gülmek İstiyordum serzenişleriyle dolu tatlı albümü ve varsa diğerleri... Sevindirici albüm haberleriydi bunlar. İçlerinden en beğendiğim şarkılardan biri; Cem Adrian'ın Veda'sıdır.

7) Toplumsal bir olayın etkisi; Galatasaray Üniversitesindeki yangın?
-İlk duyduğumda ufak çaplı bir yangın olduğunu düşünmüştüm fakat yangının büyüdüğünü ve binayı sardığını televizyonlardan canlı izleyince... İşte o an bir hüzün çöktü ciddi anlamda. Daha öncede gidip gördüğüm bu tarihi eserin kül olması ve önemli evrakların yanıp kaybolması bir nevi tarihe atılmış bir çizik, tarihin tepesine inmiş bir balyozdur. Komplo olduğu yönünde iddialar var fakat daha aydınlatılamadı. Her toplumsal olay gibi buda unutulup gideceği için ayrı bir üzgünlük söz konusu. Bir şey yapmalı...

7) Mehmet Ali Birand'ın vefatı üzerine;
Bir çınar ağacının yıkılması gürültülü olur, bu da öyle oldu. Kanal D'nin içi sanki boş gibi geliyor şimdilerde. Daha çok geçmedi üstünden ama televizyonda Kanal D'yi açtığımda aklıma geliyor Birand amca. Sempatikliği onu sevmeme yetmişti. En son Enver Aysever'in Aykırı Sorular programında görmüştüm. Ve bir cumartesi günü dışarıdayken televizyondan duyduğum ölüm haberi. Televizyonun aile üzerindeki etkilerini bilirsiniz. Televizyon bizden biridir. Ve içindekilerde öyle... Birinin yokluğu çok hissediliyor. Huzur içinde izle haberleri Birand amca.

8) Enver Aysever'in sunduğu Aykırı Sorular programı ve üslubu?
-Bence programın adıyla doğru orantıda ilerleyen bir söyleşi programı. Severek takip ediyorum. Programda sorulan soruların ağırlığını ekrandan da hissedebiliyoruz sanırım. Benim anlamadığım bir nokta var gibi. Oraya çıkanlar özellikle siyasetçiler o sorulardan çekinmiyorlar mı? Ama çekinseler dahi oraya çıkmaya devam etmelerini isterim. Dikkatimi çeken başka nokta; Enver'i çok tanıyan yoktur belki halk arasında falan ama adamın gençlik yıllarından bu yana tanıdığı onca kişi var be. Şaşırıyorum bazen. Enver abi bide gözlüklerin seni sempatikleştiriyor. Sakın çıkarmayı deneme :)

9) Fatih Altaylı ve Levent Kırca Teke Tek programı analizi?
-Levent Kırca'yı Olacak O Kadar televizyon programı dışında pek medyada gördüğümü hatırlamıyorum. Fatih Altaylı'nın programına da çıktığını sonradan öğrendim. Ha, bilsem izler miydim? Bilmiyorum. Program sonrasında sosyal medyaya düşen on dakikalık malum videoyu izledikten sonra güldüm. Levent Kırca'yı soğukkanlı ve şakacı tavrını korumasından dolayı tebrik ediyorum. Bence orada göstermiş olduğu büyük bir ustalıktır. Fatih Altaylı'da deneyimli bir haberci/gazeteci olmasına karşın sinirlerini kontrol edememesi programa renk katmış. Türk televizyonlarında reyting yapan hareketler bunlar :)

10) Cem Yılmaz ve Şahan Gökbakar'ın filmleri üzerine ne söyleyebilirsiniz?
-Cem Yılmaz'ın film olarak piyasaya sürdüğü stand-up gösterilerinin sahnede kalması taraftarıydım. Yani, yaptığı işin sinemayla bir ilgisi yok. Tamamen rant işi. Paraya mı ihtiyacı vardı? Hayır. O zaman bu işi yapmasındaki sebep neydi? Yine olayın iyi tarafından bakmak istiyorum. Gösterilerine gidemeyen kesim için iyi oldu bu DVD yada filmi. Fakat o kadar rağbet gördü ki, bunu tahmin edebilecek kadar zeki biri; Sinema salonlarında yer yoktu. Gitmeyi düşündüm hatta yeltendik fakat yer yoktu. Hala izlemedim. Daha rahat eleştiri yapabilmek için izlemek istiyorum. Çünkü önemli bir sorun var gibi orada. Şahan'In filmine gelecek olursak; Fragmanlara dayanarak; Recep İvedik'in şehirli versiyonu. Hiç bir fark yok diyebildim. Sadece fragmanlara bakılırsa. Fragmanlarda filmin tümünü iyi özetlediğine göre? Gişe yapar ama Cem Yılmaz'ı geçemez. Zaten bunlar neyin rekabetini yapıyorsa... Cem Yılmaz'ın sözde filminin adını bile okuyamıyorum acizliğimi af görün. 

Diğer röportajları okumak için tıklayınız.