İnsan Deposu Olarak İstanbul

"Nüfusuyla Yunanistan, Tunus, Portekiz, Küba, Belçika, İsveç, Çek Cumhuriyeti, Belarus ve Macaristan'da aralarında bulunduğu 122 ülkeyi geride bırakan İstanbul, son 4 yılda nüfusuna 1 milyon 157 bin 576 kişi ekledi."

İstanbul güzel şehir, herkes bilir. O güzelliği yaşamak için turist olarak gelenler İstanbul'da yaşayanlardan daha fazla geziyor. Temelli taşınan yerli yabancı turistlerde oluyor. 70'ler, 80'ler ve şu güne kadar hala göç yiyen yegane şehirlerden biri olma özelliğini hiç kaybetmeden devam ediyor. Türkiye'de ne arıyorsan, hepsinin bir parçası İstanbul'da var. İster istemez seni çekiyor kör karanlığına... Artık karanlık bir şehre dönüşüyor, gölgesiz, ruhsuz, umarsız bir şehir havasına bürünüyor. İstanbul dışından sadece gezmek için gelenler bile artık vazgeçmekten çekinmiyor.

"İstanbul'un, 2008-2012 döneminde yıllık ortalama nüfus artışıyla, nüfusuna her 4 ayda bir Tunceli, 5 ayda bir Kilis, 6 ayda bir Gümüşhane ve 7 ayda bir Artvin eklendi."

Bu nasıl bir tespittir böyle? Daha neresi var bu kadar kısa zamanda o kadar göç alan? Savunduğum bir tez vardı, "İstanbul'da yaşamak için, İstanbul'da doğmak gerekiyor" diye. Hani o trafiğine, insan yoğunluğuna, kavgasına gürültüsüne ve güzelliğine alışmak için orada doğmak gerekirdi. Bu bana göreydi tabi. Fakat İstanbul'a kim geldiyse hipnotize olmuş gibi geri dönemiyor. Nedenlerinden en büyüğü kuşkusuz ekonomik yoksunluklar. Sanmıyorum ki büyük bir kitle İstanbul'un tarihine aşık olup oraya yerleşmek istesin? Az da olsa en azından kazanabilecekleri bir maddiyat söz konusu. Öyle ya, işlek bir caddede otursan, yani dilencilik yapsan yine para akar kasana.

Kendi iç göçlerimiz yetmiyormuş gibi birde Suriye'den göç yiyoruz. Benim oturduğum mahallede dahi Suriyeli aileler var. Sanırım onlar resmi nüfusa dahil olmuyorlar. Yani rakamlar gerçeği yansıtmamakta. Göç edenlerin ağır şartlarda ucuz gelire çalışmaları işverenlerin de hoşuna gidiyor. Kaçak işçi demek maliyetsiz işçi demek. Ne sigorta, ne asgari ücret (o bile az ya...) istediği zamanda işten atabiliyor. Böyle işçilere ihtiyaç var tabi(!) Büyüyor gibi görünen ekonomimizin işsiz vatandaşları... Selam olsun sizlere. Sizden birileri yetişiyor nice niteliksiz üniversitelerde...

İstanbul'u sevdiğim için; Terk edeceğim diyorum bazen. Ünlü bir sanatçının da dediği gibi "İstanbul'u sevdiğim için, ona bir de ben zarar vermeyeyim diye orada yaşamıyorum" diyor. 60 küsur ilin toplamı kadar İstanbul'da kimse birbirinin yokluğunu hissetmeyecektir. İstanbul'a veda edeceğimizin sinyallerini verdiğimiz günlerde duygusal değil, akılcı kararlar vermeliyiz.

İstanbul'da A noktasından B noktasına giderken harcadığım zamanı bütün ömrüme yayarak toplasam, senelerimi trafiğe adamış oluyorum. Trafikte ölmekte istemiyorum. Araç trafiği, insan trafiği, deniz trafiği, uçak trafiği, raylı sistemlerdeki problemler. Ölenler, öldürenler, tacizler, tecavüzler, ne tür pislik ararsan, ayrıca ne tür güzellik... Az öncede dediğim gibi her şeyden bir parça bulunan mozaik şehir. Seni seviyorum ama bir ömür geçirecek kadar samimi değilsin.

Kaynak: TRT Haber