Soma Faciasından Notlar

Manisa'nın Soma ilçesinde, 301 işçinin hayatını kaybettiği maden faciasından kısa notlar, basında yer alan haber özetleri, maden işçilerinin ve maden şirketlerinin tutumu ve yorumları, protestolar ve dahasını derlemek istedim. Bu üzücü olayın tüm insanlara bir şeyler anlatacağını biliyoruz. Okumayı ve yorum yapmayı, haberi doğru okumayı bilenler içindir. Duygusuzlaşan toplumun bir parçası olmak istemeyenler içindir. Kendisini o işçilerin yerine koymaya cesaret edenler içindir. Soma, artık kömür! Kapkara bir kömürdür.

Orada yaşananlar bir kurgudan, senaryodan, bir komplodan, bir sabotajdan daha ilerisidir. Orada bir gerçek uyanmıştır.

İlk Haberler:

Manisa Soma’da kömür ocağında çıkan yangında mahsur kalan işçilere ulaşmak için zamana karşı yarış başlatıldı. Ancak saatler ilerledikçe ölüm haberleri geldi. Türkiye’yi yasa boğan kara haberi madende inceleme yaptıktan sonra Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız açıkladı. Bakan Yıldız, 205 madencinin hayatını kaybettiğini sabaha karşı söyledi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan gün içinde ölü sayısının 238'e çıktığını bildirdi. Akşam saatlerinde Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın yaptığı açıklama tüm Türkiye'yi bir kez daha kahretti. Yıldız ölü sayısının 245'e çıktığını bildirdi. Bakan Yıldız saat 22.30'da yaptığı açıklamada ise ölü sayısının 274'e yükseldiğini açıkladı. (15 Mayıs 2014, Hürriyet)


SOMA HOLDİNG'İN MADEN FACİASI BASIN AÇIKLAMASI

Alp Gürkan'ın açıklamalarından satır başları:

- Acımız büyük ciğerimiz yanıyor.
- Tüm milletimizin başı sağolsun
- Devlet büyüklerimiz ilk günden itibaren tüm kurumları seferber etti
- Üç günden bu yana hepimiz uykusuzuz, güçlükle konuşuyoruz
- Ben şu anda 76 yaşında olan bir joeloji mühendisiyim. 49 yıldır bu işi yapıyorum. Maden işçiliği yapıyorum. 84’ten itibaren küçük bir kömür maden işletmesini yaparak kömür madencilğinde devam ediyorum. 84’ten bu yana kadar küçük bir işletmeden 6.000 kişi civarında çalışan büyük bir işletmeler grubuna dönüştürdüm. İşletme yapmış olduğum madenlerde hayat standartların yükselmesinde kazaların en asgariye çekmek için harcadım. Bugün hayatımın en büyük ızdırabını yaşıyorum.

- 2014’ten itibaren kısmen emekli olmayı düşünüyordum. Diğer maden yatırımlarını arkadaşlar ehil bir şekilde götürüyorlar. Salı günü saat 15 civarında gelen bir habere inanamadım. Olması imkansız bir şey söylüyorlardı. Trafo patlaması diyorlardı.

- Çalışanların çoğunu oğlum ve kardeşim gibi görüyorum. 3 gündür buraya geldim. Canım yanıyor. İçim yanıyor. Benimle çalışan insanlar beni bilirler. Bunların bir çoğunun babası benim yanımda çalışarak emekli oldular. Hiç birini onlardan ayırmadım.

ARKA PLAN

Düşük güvenlik seviyesi sebebiyle maden kazalarının yoğun olduğu Türkiye'de, resmi istatistiklere göre 1941'den bu yana kazalarda 3000'den fazla madenci hayatını kaybetti.2012 yılında 78, 2013 yılında ise 95 madenci maden ile ilgili kazalarda öldü. Bu kazaya kadar, Türkiye madencilik tarihinde en çok ölüm olan kaza ise 1992 yılında 263 madencinin öldüğü 1992 Kozlu kömür madeni faciası olmuştu.

Kasım 2013'te Zonguldak'ta yüzlerce madenci, çalıştıkları madenin içine barikat kurarak çalışma koşullarını protesto ettiler. (Peker, Emre 14 Mayıs 2014, The Wall Street Journal)

DEVLETİN ZİRVESİNDEN

Soma'da meydana gelen maden faciasının ardından Başbakanlık 3 gün milli yas ilan etti. 19 Mayıs'ta yapılacak kutlamalar da iptal edildi. 19 Mayıs'ta törenler yapılacak ancak kutlamalar yapılmayacak.

Türkiye daha önce, KKTC'nin kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın ölümünde ulusal yas ilan etmişti. (14 Mayıs 2014 Hürriyet)

14 ve 15 Mayıs tarihinde oynanacak tüm amatör ve profesyonel lig müsabakaları ileri bir tarihe ertelenmiştir.

16, 17, 18 Mayıs 2014 tarihlerinde tüm liglerimizdeki futbol müsabakaları planlandığı şekilde oynanacaktır. Bu müsabakalar öncesi, sırasında ve sonrasında müzik yayını yapılmayacak, hakemlerimiz ve futbolcularımız sahaya siyah bantla çıkacak ve maçlardan önce Soma'da hayatını kaybeden yurttaşlarımız anısına 1 dakikalık saygı duruşunda bulunulacaktır.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun eşi Selvi Kılıçdaroğlu ve kızı Zeynep Kılıçdaroğlu, 301 madencinin yaşamını yitirdiği Manisa'nın Soma İlçesi'ne geldi. Selvi Kılıçdaroğlu ve kızı Zeynep, madende can veren tek yumurta ikizleri İsmail Çata ile Süleyman Çata'nın Bayat Mahallesi'ndeki baba evini ziyaret etti.

TBMM’de partisinin grup toplantısında konuşan Bahçeli, şunları söyledi: “Soma'daki 301 işçimizin hayatını kaybetmesine neden olan maden sahasının Türkiye Kömür İşletmeleri tarafından Soma Kömür İşletmeleri isimli yüklenici firmaya rodövans usulüyle kiralandığı bilinmektedir. Adı geçen özel firma, ürettiği kömürleri ihalesiz ve protokol karşılığı Türkiye Kömür İşletmeleri'ne satmaktadır. Çıkarılan kömürlerin yüzde 65'i elektrik üretiminde, yüzde 35'i ise ısınma ve sanayide kullanılmaktadır. Sırf siyasete komar torbasıyla yön vermek, mağdur ve muhtaç vatandaşlarımızın aklını çelmek için mevzuata alenen aykırı işlemlere imza atılmış toprak altında faaliyet gösteren işçilerimize ek külfetler yüklenmiştir. Bunlar elbette bilinmesi gerekli olan ayrıntıların bir kısmıdır.

Cumhurbaşkanı Gül “Bu acıları nasıl gelişmiş ülkeler yaşamıyorsa artık, biz de bütün kurallarımızı tekrar gözden geçirmeli, tedbirleri almalıyız” dedi.
Şüphesiz ki maden ve yer altında çalışmak, yer altında alın teri olarak çalışmak kazançların belki de en kutsalıdır. Elden gelen her şey yapılıyor şu anda. Kurtarma çalışmaları kesintisiz devam ediyor. Bizlerin ziyareti veya başka incelemeler, bu çalışmalar aralıksız devam ediyor. İlk haber alındığından itibaren işin vehameti anlaşıldığı için bütün devlet seferber oldu. maalesef kaybımız büyük.

Erdoğan, "Bu kadar tehlikeli iş yapıp da böyle bir kazaya hazırlıklı olmayan bir işletme nasıl olup da faaliyetlerine devam edebildi?" sorusuna, "...lütfen buralarda bu olaylar hiç olmaz diye yorumlamayalım. Bunlar olağan şeylerdir. Bunun yapısında fıtratında bunlar var" cevabını verdi.

PROTESTOLAR

Kızılay’da, Soma’daki maden faciasıyla ilgili protesto eylemi yapan ve Meclis yönünde yürümek isteyen gruba polis müdahale etti. Kızılay Güvenpark’ta toplanan göstericilerin bir kısmı, Konur Sokak’taki Madenci Anıtı’na karanfil bırakılmasının ardından Meclis istikametine yürümek istedi.
Polisin grubun yürümesine izin vermemesi üzerine kısa süreli arbede yaşandı. Bu sırada bazı göstericilerin polise havai fişek attığı görüldü. Polis de göstericilere biber gazıyla müdahale etti. (Sözcü)

Tünel’de toplanıp Taksim Meydanı’na doğru yürümek isteyen gruba polis Galatasaray Meydanı’nda müdahale etti. Saat 19.00 sıralarında Tünel’de toplanan kalabalık grup sloganlar ve pankartlar eşliğinde yürüyüşe geçti. Ancak grubun önü, Galatasaray Meydanı’nda TOMA ve Çevik Kuvvet ekipleri tarafından kesildi. Grup Taksim Meydanı’na yürümekte ısrar edince, polis müdahalesi geldi. Grubun üzerine TOMA’dan tazyikli su ve biber gazı sıkıldı. Caddeyi yoğun bir duman bulutu kapladı. (Sözcü)

Manisa’nın Soma İlçesi’ndeki maden kazası sonrası hayatını kaybeden işçiler için, sosyal medya üzerinden yapılan çağrılar üzerine başta Kadıköy Bahariye Caddesi'nde olmak üzere Türkiye'nin farklı şehirlerinde mum yakarak anma törenleri yapıldı.

(DHA)

Türkiye Ermenileri Patrikliği, 18 Mayıs Pazar günü İstanbul'daki Ermeni kiliselerinde gerçekleştirilecek ayinlerde, "Soma maden ocağında yaşanan elim kazada hayatını kaybedenler için Yüce Tanrı'dan rahmet, yaralanan işçiler için acil şifa ve göçük altında bulunanların salimen sevenlerine kavuşmaları için dua edileceğini" duyurdu.

SÖZLÜKLERDEN

"bu olay üzerinden siyaset yapmayın diyor bazıları. neden lan? neyin üzerinden yapılsın? devletin sıkıntı yok, çalışın güvenli bura dediği yerde büyük ihtimalle 300'ü aşkın insan ölüyor. adam siyaset yapmayalım lütfen diyor hala. sizin seçeceğiniz, cevap verebileceğiniz ve haklı çıkacağınız sorular mı sorulsun istiyorsunuz hep. fatih altaylı ve yiğit bulut gibi adamlar mı olsun hep muhattaplarınız? ne yüzsüz, ne ahlaksız adamlar varmış.
hayatını kaybedenlere allahtan rahmet, kalanlara sabır diliyorum." (afterdark)

"kalbimizde açtığı delik kolay kolay kapanmayacak olan elim hadise.

babasını, eşini, oğlunu ya da kardeşini kaybedenlerin acısının büyüklüğünü ifade edebilmek, ne ölenlerin sayısı ile mümkündür, ne de geride kalanların döktüğü gözyaşının beheriyle...

bir yerde bir çocuk hayatı boyunca yetim kaldığı için gözyaşı döker, diğer yanda başka bir çocuk kendisine 100.000 eur'a tekne alındığı için... ikisini de "anlayamazsınız!"

ama babası ölen bir çocuğa: "babanlar güzel öldüler, zaten bu mesleğin kaderinde maalesef bu var" denmez... hiçbir çocuk babasına her sabah sarıldığında "acaba onu son kez mi kucaklıyorum?" demez, dedirtemezsiniz.

bu madenin, 66 kusurlu raporuna karşın "kankalarına" ceza kesmeyen ne kadar bakan ve milletvekili varsa dilerim karbonmonoksit zehirlenmesiyle "güzel" ölürler!

evet, maden işçisi ya trafo patlamasıyla, ya grizu patlamasıyla, ya göçük altında ezilerek, ya da emekli olduktan sonra ciğerlerinde biriken karbon nedeniyle kanser olarak ölür. eceliyle ölebilenler kendilerini şanslı sayar.

ömürleri boyunca kazandıkları ve arttırdıkları para ve tazminat anca bir daire almaya ya yeter, ya yeteyazar...

tedbir almayıp, denetlediği işletmeyi cezalandırıp hataları düzelttirmeyen, sonra da suçun vebalini "takdir-i ilahi"ye bağlayan bu din tüccarlarına bir sorun bakalım, o beş para etmeyen ciğerlerinin birini bir daire karşılığı verirler miydi?" (Polyhymnia)



Sefa Köken Aykırı Sorular Soma Faciası (19 Mayıs 2014) |

FİNAL SINAVINDA SOMA SORULDU

Maltepe Üniversitesi Hukuk Fakültesinin İşletme dersi final sınavını yapan Yardımcı Doç. Dr. Çiğdem Boz sınav kağıdında önce öğrencilerinden özür diledi. Boz, Soma’daki katliamı örnek göstererek “Ders kitaplarında anlatılanlarla gerçek hayat arasındaki farkı yeterince anlatmamış olma ihtimalim için beni bağışlayın” dedi.

Maltepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencileri 20 Mayıs günü daha önce hiç girmedikleri ilginç bir sınava girdi. İşletme dersinin final sınavında yer alan satırları öğrenciler şaşkınlıkla karşıladı. Söz konusu sınav kağıdında, hazırlayan Yardımcı Doç. Dr. Çiğdem Boz'un şu ifadeleri yer aldı: “Günah listem uzun. İktisat biliminin ortaya çıkması için ‘Homo economicus’un (çıkarını kollayan adam) sahneye çıkmasını beklediğini söylerken, bunun iyi bir şey anlamına geldiğini ima etmiş olma ihtimalim için... Daha ilk günden sizlere iktisadın tanımını yaparken ‘sınırsız ihtiyaçlar’, ‘sınırlı kaynaklar’dan dem vurarak, ihtiyaçların değil, isteklerin sınırsız olduğu kısmının yeteri kadar altını çizmediğim için... Üreticilerin amacının kâr maksimizasyonu olduğunu, bunun da ancak fiyat artışı ya da maliyet düşüşüyle olabileceğini söyleyerek kârdan daha önemli şeyler olduğunu belirtmediğim için (maliyetleri düşürmek adına maden ocağında, yüzlerce ocak söndürüldü zira)... Tüketicilerin amacının fayda maksimizasyonu olduğunu söyleyip, hayatta kendi çıkarından başka bir şey düşünmeyen bencil bir insan tipi çizerek, arkadaşlarını kurtarmak için duman dolu madene kendini atan insan olasılığını atladığım için... Azalan marjinal fayda kuramından yola çıkarak, kıt olanın değerli, bol olanın değersiz olacağını söyleyip, emek arz eğrisini acımasızca sağa kaydırarak bunu reel ücretleri düşürdüğünü gösterirken, reel ücretin cebindeki parayla alacağı ekmek sayısı anlamına geldiğini atladığım için, (Günlük 30 ekmeklik reel ücreti için yerin dibine girmenin açıklaması emek arzının artması zira)... İktisat politikalarının en önemli amaçlarından birinin üretimi artırmak olduğunu söyleyip, yaşam kalitesini artırmayan iktisadi büyümenin bir anlamı olmadığını yeterince vurgulamadığım için (Daha fazla kömür çıkarabilmek için o kadar ömrün gitmesi gerekmiyordu zira)... Eldeki girdilerden maksimum verilerini almaya çalışmanın etkinlik olduğunu söyleyip, etik olmayan bir etkinliğin anlamsız olduğunu yeterince belirtemediğim için... Tam rekabet piyasasının toplumsal refahı maksimize edeceğini söyleyip devletin daha iyi bir patron olabileceği durumları daha net belirtmediğim için (Madenlerin özel sektöre geçmesiyle birlikte iş kazaları artmıştır zira).
Ders kitaplarında anlatılanlarla gerçek hayat arasındaki farkı yeterince anlatmamış olma ihtimalim için beni bağışlayın.”

‘MASUMİYET SINAVINI GEÇEMEDİM’
Sınav kağıdında bu ifadelere yer veren Yardımcı Doç. Dr. Çiğdem Boz'un sorusu ise “İktisadi adam (Homo economicus) ölümcül bir kaza atlattıktan sonra sedyeyi kirletmemek için ‘Çizmemi çıkarayım mı’ der mi? Ya da bunu diyebilen insanları çoğaltmak için nasıl bir ekonomik sistem önerirdiniz?” oldu.

Ayrıca sınav kağıdında şu şekilde bir not da yer aldı: “Lütfen not kaygısı gütmeksizin cevabınızı yazınız. Masumiyet sınavını geçememiş biri olarak, kimseyi bırakmaya niyetim yok zira.” (İstanbul/EVRENSEL)

SON SÖZ:

Ben umutsuz bir neslin çocuğu değilim. Ülkede yaşanan tüm olumsuzluklara "burası Türkiye, her şey olur" deyip geçemem. Bunu insani duygularım izin vermez. Sosyal paylaşım sitelerinde profil fotoğraflarını karartıp başsağlığı dilemekte değil doğru olan. Doğru olanı bulamayız bu olayda. Çünkü onlarca yetim bıraktık arkamızda. Şimdi yapılacak tüm kampanyalar Soma için olacak sadece birkaç hafta sürecek. Birkaç hafta çünkü daha yaşanacak onlarca felaketimiz olacak. Felaketler elbette olacak bu insanlığın fıtratında vardır(!)

Sürekli maddiyat, sürekli kazanç ve en hızlı kazanç! İnsanlar doymazlar. Ben umutsuz değilim ama bir gün herkes geçmişini unutacak. Zorunda kalacak. Bazıları daha çok kazanabilmek için, bazılarıysa karnını doyurabilmek için unutacak. Hiçbir şey olmamış gibi değil üzülerek, kahrolarak belki ağlayarak unutacak. Şimdiden Soma Kömür İşletmeciliği A.Ş işçi alımları için İŞKUR'a ilan vermiş bile.

Facia, bu kelimenin tanımı yetersiz. Biraz daha detayına inmek gerekirse; Geride yetimlerin, eşsiz ve çocuksuz kalanların acısını tarif eder. Soma artık bir kömürdür Türkiye için yüzü kapkara!

Biz bir şey yapmıyoruz, kimse bir şey yapmıyor. Geç kalanları saymazsak...

Başımız sağ olsun.