Geç Kalanlar (Tiyatro Eleştirisi)

Bütün ilişkiler güzel başlar. Bütün evlilikler bir masal havasında geçer ilk yıllarında. Sonra zaman vurur insanları, en hassas yerlerinden. İncelikler unutulur, güzel sözler tükenir, yargılar ön yargılara, davranışlar alışkanlıklara dönüşür.

Geç Kalanlar’da anlatılan hepimizin hayatı aslında. Bizim, sizin ve onların hayatı. Birbirlerini hala seven ama bunu söylemeyi unutmuş, en değerli anların yanından sessizce yürüyüp geçmiş genç bir çiftin geri dönüş çabası. Oysa ne zamanı almak mümkündür geri, ne de ağızdan çıkan bir sözü. Beraberken kıymet bilmek, yaşamımıza yıllar değil, yıllarımıza yaşam katmaktır önemli olan. O yüzden sımsıkı tutun hayatı, en sağlam yerinden o sizi bırakmadan önce.

Hüznün sevinçle kavrulduğu, gözyaşlarının kahkahayla yoğrulduğu, sade, sıcacık ve samimi bir oyun Geç Kalanlar. Pervin Ünalp’ın kaleminden dökülen sözler, Nofel Valiyev’in yönetmenliği eşliğinde can buluyor ABT Sahnesi’nde ve duygusal bir yolculuğa çıkarıyor sizleri yetenekli oyuncularımızın eşliğinde.
Ölüm teması üzerinden geç kalınmışlığı anlatıyor...
Biz insanların bir şeyleri fark edebilmesi için illaki belli kayıplar yaşaması gerekebilir. Bunlardan en ağırları zaman ve ölüm olsa gerek. O kadar ciddi sorunlarımız varken dünyada, aslında tekrar dönüp bakıldığında hiçbir halta yaramayan tartışmalarımız ve kalp kırışlarımızın üzüntüsünü tek başımıza da yaşamıyoruz. Önce kırdıklarımız üzülür, sonra kırdığın için sen üzülürsün. Doğanın gereği midir bilinmez ama insan fizyolojisinde kesinlikle yer edinmiş bir davranıştır. Teması ölüm olan bir oyundan gülünç sahneler çıkarabilmek hoştur. Yan olay olarak kadın-erkek arasındaki geçimsizliğin nedenlerini inceliyor. Bu yan olay ise bizlere gülmek ve düşünmek için gayriihtiyari fırsat veriyor.

Aynı konular erkeklerle başka, kadınlarla daha başka konuşulur:
Kısaca açıklaması "iki yüzlülük" olarak literatürde yer edinebilir. Erkeklerin erkekliğini vurgulama ihtiyacını gidermek için kadınlar üzerindeki hakimiyetlerini ballandırarak "erkeklere" anlatırlar. Büyük bir iş (!) Karşı cinse yaranmak içinse daha yumuşak adımlarla (kibarlaşmış erkek tipi) görülür. Biz bu zaman dilimine köprü-ayı ilişkisini örnek verebiliyoruz.

Kadınların özü sözü bir midir sanki? Erkeklere nazaran daha mı küçüktür yalanları? Bir kadının erkeklerle olan samimiyeti ne ölçüde olursa olsun sadece "kadınların" duyabileceği sırları hep vardır. Kadınların, erkeklere nazaran baskın olmayan iktidar gücü nedeniyle, erkekleri yönetmekte zorluklar yaşayabilirler. Oyunda da dile getirildiği gibi erkeklerin en zayıf noktalarına yönelik bir hamle ile onlara yaptıramayacağınız çok az şey kalır.

Empati kurduruyor:
Bizim, bizlerin bu olağanüstü kelimeye ihtiyacımız var. Hep var... Bir cinsiyetin, cinsel yönelimin isteklerini, duygularını, arzularını anlamak empatiyle olacak iş midir? Tartışılır. Fakat elimizde ne var diye bir sorun kendinize... Cevap yine "empati" olacaktır. Birbirimize karşı olan anlamsız davranışlarımızın bir de üstelenerek devam etmesi fenadır. Karşı tarafı anlamak yerine onu değiştirmeyi yeğleyen kafadaki düşüncenin hiçbir izahı yoktur herhalde. Takıldığınız yerde empati kurun. Belki başarısız olacaksınız ama en azından onu anlamak için bir çaba göstermiş olacaksınız. Bu sadece kadın-erkek ilişkilerinde değil, yaşamın tümünde kendini gösterebilir. Biraz gözlem ve biraz empati sorunların bir kısmını çözecektir.
Sihirli kelimeler: Özür dile ve dilenen özrü kabul et:
Kabul etmediğimiz kalıplardan biride "özür dileme" kompleksidir. Özür dilemenin bir erdem olduğunu hatırlamak gerekir. Özür, dilendiği yere göre mükemmelce bir işlev kazanabilir. Fakat kimileri bu kelime öbeğini kullanmaz, kimileri ise alışkanlık haline getirmiştir. İkisi de kabul edilemez. Hiç özür dilemeyen biriyle "zaman geçirmek" işkenceye dönüşebilir. Aynı şekilde sürekli özür dileyen biride çekilmez hal alabilir, dengeyi bulmak zor değildir.  Eğer sihirli kelimeler söylendiyse sorunun çözümü elinizdedir. Ne uzatmaya gerek duyulur, ne de naz etmeye...

Seni seviyorum demek birde.. Seni seviyorum demek için ve gitme demek için çok geç kalmışların oyunudur "Geç Kalanlar". Bu oyunu izleyip, geç kaldığını düşünen o kadar çok kişi vardır ki belkide.... Kimileri geç kaldığını kabul edip, susmaya devam edecektir. Kimileri söyleyecek ve rahatlayacaktır. Tahminlerle yaşanmaz ki, denemek gerekir. Bir nevi kumar gibi...

Zamanı geri getirebilsem "keşke":
Ne hüzünlü bir kelimedir bu "keşke"? İnsanın bu kelimeyi kullanası gelmiyor fakat kontrolsüzce ağzınızdan çıkıveriyorsa sanırım durum vahim gibi bir şeydir. Olmasını istemediğiniz şeylerde, ulaşamadığınız ama sizin olsun istediğiniz her ne varsa... İnsanoğlunun bir sürü keşkeleri vardır. En zengininden, en mutlusundan, en rahatından bunların tezatlarına kadar herkesin... Bu itici kelimeyi ne kadar az kullanırsanız o kadar pişmanlık duygunuz azalabilir.

Geç Kalanlar'dan notlar:
Baştan sona kadar tek mekanda geçen bir oyun izlemekteyiz. İki perdeden oluşuyor ve toplamda dört oyuncunun performansını görmekteyiz. İlk sahnede sadece iki oyuncunun performansıyla karşı karşıyayken ikinci perde de yer yer üç ve sonlara doğru dört oyuncuyu da sahnede görmekteyiz.

Müzik ve ışık bağlamında sahne görünümü hoştu. Az ve öz oyuncuların yıldızlı performansı zaman zaman gözleri doldurdu. Keyifli ve not aldırıcı repliklere sahip güzel bir oyundu. Bazı şeyler hızlı gelir, çabuk gider. Bari siz geç kalmayın.

Geç Kalanlar Teknik Ekip
Yazar: Pervin Ünalp
Yönetmen: Nofel Veliyev
Proje Başkanı: Mustafa Doğan Ayhan
Yönetmen Yardımcısı/Dramaturg: Ruteba Tatlı
Reji Asistanı: Sinem Arslanoğlu Çakıcı
Işık Tasarım: Vadim Kuskov
Dekor Tasarım: Musa Öcal
Kostüm Tasarım: Gizem Karasu
Müzik Danışmanı: İhsan Kılavuz
Koreografi: Fatih Haktan Coşkun

Oyuncular
Hasibe Özgür: Kadın
Safinaz Özgür: Anne
Hüseyin Atav: Genç
Sencan Köymen: Genç kadın

Antalya Büyükşehir Belediyesi Tiyatro Salonu