Kadın - Dizi Analizi


Bir sanat ürünü için seçilebilecek en iyi ve en sağlam isimlerden biridir "Kadın". Bu ismi kullanıp bir şeyler sunmak istiyorsanız kalitenin seviyesi yukarılarda olmalıdır. Hakkını verebilmelidir, yazarı, senaristi, yönetmeni... Fox TV'nin yeni sezon dizisi olan Kadın'ın yönetmenliğini Merve Girgin Aytekin, senaristliğini ise Hande Altaylı yapıyor. "Women" dizisinden uyarlandığını da belirtirsek eğer, Türk dizilerinin senaryo üretimindeki hantallığını bir kez daha dile getirmiş oluruz. Uyarlamaların verimsiz kaldığı birçok dizi gördük, bir o kadar da başarılı yapımlar karşımıza çıkmadı değil. Med Yapım ve MF yapım bu diziyi desteklemekte.

Kadın kelimesine TDK'da şöyle bir arattık: Sonuç: "Erişkin dişi insan, hatun, hatun kişi, zen" olarak karşımıza çıkmaktadır. Bizce yetersiz tanımlama olarak değerlendirilmiş. Kadın kelimesiyle en çok kullanılan kelimelerse şöyle: kadınana kadın avcısı kadın başına kadın berberi kadınbudu kadındüğmesi kadınevi kadıngöbeği kadın hareketi kadın hastalıkları kadın kadına kadın kadıncık kadınnine, kadın terzisi, kadın ticareti, kadınlar hamamı, ana kadın, ayşekadın, bohçacı kadın, genel kadın, kiralık, kadın, kötü kadın, temizlikçi kadın, yazıcı kadın, bilim kadını, ev kadını, hayat kadını, iş kadını, Osmanlı kadını, salon kadını, sokak kadını...

Dizide "kadın" karakteri Özge Özpirinçci tarafından canlandırılmaktadır. Caner Cindoruk ve Bennu Yıldırımlar'da ana karakterler arasında yer almaktadır. İlk fragmanından itibaren izleyicide merak uyandırmayı başaran dizi, adından da anlaşılacağı üzere "mağduriyeti" dile getirilen bir kadının iki çocuğuyla verdiği hayat mücadelesini konu edinmektedir. Mutlu bir evlilik sürdürürken beklenmedik anda kaybettiği eşinin ardından iki çocuğu ile maddi zorluklar içerisinde yaşama devam etme çabası sade bir gerçeklikle aktarılmakta. Biz izleyiciler hüzünlenmeye zaten hazırız, oyunculuk ve konu da izleyiciyi etkilemek için çok müsait. Aslında tam bir rating kurdu olabilir, bunu da içi boş söylemlerle değil de, Türkiye gerçekleriyle harmanlayıp sade ve basit bir sunumla başarabilir.

Türkiye'nin belli bir kesimine hitap ediyor olsa da bu dizi, aslında ev hanımlarından, kadın patronlara kadar tüm kümeleri kapsıyor. Çünkü kadın-erkek eşitsizliğini her alanda görebiliyoruz. En ucuz bütçeli yapımlarda da, en pahalı prodüksiyonlarda da... Erkek hegemonyası iktidarlığında kadınların hangi şartlar altında yaşadığını sadece Türkiye için değil, tüm dünya ülkelerinde de değerlendirmek gerekiyor.

Hegemonya: bir sistem içerisindeki bir elemanın diğerlerinden üstün, baskın olduğunu belirtir. Bu tanım, sürekli kendini yinelemektedir. Bu yinelemeye aracılık eden sosyal medya ve ana akım medya kötü olanı "kötü" diye lanse ederken aynı zamanda kötünün de olması gerektiğini gizli mesajlarla vermektedir. Örnek olarak gündüz kuşağı programlarına göz atabilirsiniz. Daha ciddi ve kapsamlı örnekler için izdivaç programlarına bakınız. Gazetelerin üçüncü sayfa klişesinden, kadınlara özel tasarlanan günlerin "boşluğuna", maddi bağımsızlığını elde edememiş kadınların eşlerine, ailelerine bağlı kalmak zorunda olmalarından, eğitimde kız çocuklarının yaşadığı dezavantajlara kadar birçok faktörü eleştirel bakış açısıyla irdelediğimiz zaman, karşımıza hiçte hoş bir sonuç çıkmayacağını göreceğiz. Üzgünüm ki, madalyonun iki yüzü olduğunu hatırlmak gerekiyor.

Hegemonyanın boyutları o kadar enteresanlık gösteriyor ki, sabah eşine şiddet gösteren bir erkeğin akşam olduğunda eşiyle birlikte olma isteğinin hangi bilimde bir açıklaması olabilir? Ben bunları yazarken Suudi Arabistan'da kadınların belli koşullar altında araba sürmelerine izin verilmiş. Gelin ötesini siz hayal edin.

Bu dizi bizlere "kadınların" yaşadığı onlarca sorun döngüsü arasından sadece belli başlı olanları göstermektedir. Ekrana yansıttıkları şimdilik sevildi. Bolca flashback kullanılan dizi, izleyicilere çok fazla git gel yaşatıyor. Sevimli bulanlarda olabilir, antipatik karşılayanlar da ... Dozu önemli. Oyunculuklar çok iyi. Özellikle çocukların göstermiş olduğu performanslar şahane... Yönetimde ve senaryoda da kadınların yer alması çok iyi hamle. Kadın sorunlarını en iyi kadınlardan dinleyebilirdik.

Ve kadınlar 
bizim kadınlarımız: 
korkunç ve mübarek elleri 
ince, küçük çeneleri, kocaman gözleriyle 
anamız, avradımız, yarimiz 
ve sanki hiç yaşanmamış gibi ölen 
ve soframızdaki yeri 
öküzümüzden sonra gelen 

-Nazım Hikmet Ran