Atypical Dizi Analizi (Netflix)

2017 Ağustos ayında ilk sezonuyla Netflix'te yayına başladı. 2019'da üçüncü sezonuyla devam etmekte ve dördüncü sezonu da yolda geliyor. Otizmli bir gencin bağımsızlık alanını genişletmesini ve aynı zamanda aşk hayatınında ilerlemesi için girdiği çabayı konu ediniyor. Bunun dışında kalan yan konular ise otizmli çocukları olan ebeveynlerin ve otizmli kardeşi olan bir genç kızın bulunduğu durumu komedi-drem ikileminde anlatmaya çalışıyor. Otizmli insanların toplumdaki yerlerinin neresi olduğu sorusu ve eğitim hayatlarında yaşadıkları sorunların nasıl aşıldığını örnek hikayelerle göreceğimiz, biraz gerçek biraz sıra-dışı fakat özünde samimi ve yalın bir anlatım biçimiyle, kısa kısa felsefi cümleler aracılığıyla izleyiciyi yakalayan güzel bir yapım olduğunu söylemek doğru olur.

Son zamanlarda "otizm" temalı dizilerin/filmlerin arttığını görmekteyiz. Farkında olduğumuz fakat buna rağmen görmezden gelebildiğimiz gerçeklerimizden olan "engellilik" konusu işleniş biçimiyle tabuları da yıkabilir, yeni ön yargılarda oluşturabilir. Hassas bir konu olduğunu bilmeliyiz. Bence bu tür yapımlarda komedi unsurunu kullanmakta fayda var. Hiçbirimizin hayatı tamamen olumsuzluklarla dolu olamaz zaten. Önemli olanın karşılaşılan sorunla baş etme arzusu ve çözüm üretebilme becerisi olduğunu vurgulamalıyım.

Otizmli rolünü Keir Gilchrist (Sam), canlandırmaktadır 28 Ekim 1992 ve Kanadalı oyuncudur. Sam için dipnotlardan bazıları şunlar olabilir: Penguenler ilgi alanı ve tabi ki Antarktika'da öyledir. Üniversiteyi kazanmak onun için çok önemli bir hedef olmakla beraber, bunu başarıp başaramayacağı endişesi hayatında önemli bir sorun teşkil etmektedir. Kendisine aşırı düşkün bir annesi var. Kız kardeşini ve en yakın arkadaşı Zahid'i kendisine çok yakın bulmaktadır. Ayrıca bir de kız arkadaşı vardır. O da hayatında önemli bir yere sahiptir.

Sam için bazı soyut kavramların derin anlamlarını keşfetmek biraz sancılı geçse de, başına gelen tatlı-sert hadiselerle bir şekilde anlamlandırabiliyor ve aldığı tavsiyelerle de onları sosyal hayatında yerli yerinde kullanabiliyor. Sam'in resim yeteneği vardır ve genelde penguen resimleri çizmeyi çok seviyor. Hepimizin içinde birer ressam, müzisyen, tiyatrocu, solist vs... adı her ne olursa olsun farklı yeteneklerimiz var. Bunların gün ışığına kavuşması için çeşitli ve birbiriyle bağlantılı olayların kronolojik sırayla meydana gelmesi gerekiyor diye düşünüyorum. Tabii herkes her zaman şanslı olamaz değil mi?

Otizmin tanımını hatırlamak gerekirse: sosyal etkileşim ve iletişim problemleri, sınırlı ilgi alanları ve yineleyen davranışlar ile kendini gösteren bir yaygın gelişimsel bozukluktur. Birde Atypical kelimesinin karşılığına bakalım: alışılmamış, tipik olmayan. Spoiler içeren bir sahneden bahsetmek istiyorum çünkü bence en iyi sahne ödülünü kapabilir. Sam, gürültülü ortamlardan rahatsız olmaktadır bu yüzden büyükçe ve ses izolasyonu sağlayan bir kulaklıkla gezmektedir çoğu yerde. Mezuniyet gecesinde düzenlenecek partiye sırf gürültüden rahatsız olacağı için katılmak istemez. Sam'in o partiye katılabilmesi için uygulanan fikir şuydu: Mezuniyet gecesinde salonda herkes bluetooth kulaklık takacak ve ortamda hiç bir gürültü olmayacak. Sessiz Dans Gecesi olarak uygulanan plan insani duyguların şaha kalktığı anlardan biriydi.

Her ne kadar otizmli Sam'in hayat hikayesi olarak tanımlansa da bu dizide Sam sıradan bir karakter kadar göze sokulmadan ama tadını da vererek varlığını sürdürürken, ilk sezondan sonra kız kardeşinin okul ve aşk sorunları daha ön plana çıkartılmış gibi geldi bana. Ayrıca anne ve babasının evliliklerini bir şekilde düzene sokma gayreti de önemli bir yer kaplıyor. Bana kalırsa ortalaması 30 dakika olan bir dizi için rol paylaşımı gayet adil olmuş diyebilirim.

Özel eğitimcilerin izleme listelerine girebilecek bir dizi olabilir. Benim ilk aklıma gelenler arasında "My Name is Khan", "Temple Grandin" geliyor. Bu filmleri tekrar tekrar izlerim. Şu sıralar Türkiye'de de sanırım ilk otizmli başrol oyuncusu olan dizi Mucize Doktor'u unutmamak lazım. Her ne kadar Kore'den Amerika'ya oradan da Türkiye'ye kadar uzanan bir kurgu olsa da, Türkiye adına önemli bir gelişme olarak adlandırabilirim. Mucize Doktor dizisi ilk bölümleriyle bizi ekranlara bağlasa da, uzun ve kendini tekrarlayan sahnelerin çoğalmasıyla ayağının taşa takılma ihtimali yüksek görünüyor. Fakat her şeye rağmen beğenilerek izlenmesinin devam etmesini umuyorum.

Netflix dizilerinde son zamanlarda sıkça haber olan ve eleştirilere maruz kaldığı bir takım olaylar var. Bunların en başında eşcinsel ilişkilerin sıkça gösterilmesi ve hemen hemen her dizide yer verilmesiydi. Endişe etmeyiniz Atypical'de bu konudan nasibini alanlar arasında yerini kaptı. Casey ve Izzy arasında geçenler ve hatta Evan'ın gayriihtiyari olarak içinde bulunduğu duruma ne kadar ihtiyaç vardı sanırım tartışılır.

İlk 3 sezonuyla beğenileri toplayan bu samimi dizinin müzikleri de kendini öne çıkarıyor. Wrecking Ball'ın çaldığı sahneyi unutamayacağım.

-Dördüncü sezon yayınlandığında ben yine bu yazının altına devam edeceğim.