Basketball or Nothing - Netflix Belgesel Dizisi

2 Ağustos 2019 tarihinde yayınlanan "TV Reality" olarak çekilen bir basketbol belgeselidir. Amerika'da yaşayan Kızılderili yerlilerinin bulunduğu Arizona eyaletinin Chinle kasabasında bulunan lise basketbol takımının bir sezonluk hikayesi belgesel olarak çekilmiştir. Chinle takımının uzun yıllardır hedefini ve hayalini kurduğu bir eyalet şampiyonluğu vardır. Bu yolda takım oyuncularının ve koçun hayatı mercek altına alınıyor. Chinle yoksul bir kasaba olduğu için hiçbir kültürel etkinlik yapılmıyor. Kasabanın tek eğlence kaynağı lise basketbol takımlarının maçlarıdır.

Bu belgesel bize Amerika'da lise düzeyinde basketbolun ne kadar önemli olduğunu göstermiyor, bunu zaten biliyoruz. Bizim asıl görmemiz gereken olay şu; Eğer yoksul bir kasabada üniversite hayali kuruyorsan ve burslu bir şekilde kazanmak istiyorsan bunun yegane yolu spordan geçmektedir. Sporda gösterdiğin başarı senin eğitim kariyerini de direk olarak etkilemektedir. Lise çağındaki gençleri spora yönlendirmenin temelinde disiplin ve başarı duygularının gelişmesi bulunur. Aynı zamanda birlikte hareket etme, takım olma, aynı hedef için savaşma gibi birçok tetikleyici gücü de içinde barındırır. Başarı, başarıyı getirir.

Aynı manzaraya Türkiye örneğiyle bakmak gerekirse eğer; Spor yapmak büyük oranda boş zaman etkinliği olarak sayılıyor. Bunu görmek ve daha net bir şekilde idrak etmek çok can yakıyor. Her ülkenin kendi genç potansiyeli vardır. Önemli olan gençlerin bu güçlerini gösterebileceği alanı sunmaktır. Chinle kasabasının yoksul bir yer olduğunu söylemiştim. Kasabada toplam iki sokak bulunuyor ve kaybolma ihtimaliniz neredeyse sıfır. Bazı evlere su verilemiyor, kuyudan su alıyorlar. Bazı evlere ise elektrik verilemiyor. Tüm bu olumsuzluklar bir yana dursun, kasabanın ortalamadan daha iyi bir spor salonu var. 5-6 bin kişilik spor salonlarının olması nedense şaşırtıcı geliyor. Fakat yine daha öncede vurguladığım gibi, Amerika'da basketbola verilen değer bu kadar üst düzeyde. Türkiye'de lig takımlarında bile bu kadar kapasiteye sahip salon birkaç tane çıkar.

Fiziki şartları da kenara bırakıp, asıl mevzuya geri dönelim. Chinle lisesinden başarılı bir üniversiteye geçmek isteniyorsa bunun yolu spordan geçiyor. Türkiye'de başarılı bir üniversiteye gitmek istiyorsan tüm sosyal hayatını en aza indirgeyip, yapıyorsan da sporu bırakmaktan geçiyor gibi. Bunu öğrenci istemese de ebeveynler baskı altında bırakıyor. Ne kadar garip iki örnek değil mi?



Netflix'in belgesel dizi olayını da sevmemek mümkün değil. Bu belgesele benzer yapımları da var. Düşündüğün zaman zahmetli ve sürpriz dolu bir çekim ve çekim sonu olabiliyor. (spoiler Chinle takımının o sene şampiyon olduğunu düşünürseniz eğer, müthiş bir tesadüfe imza atılır. --spoiler) Bunun yanı sıra takım içi dinamiklerde belgesele çok ayrı bir hava katıyor. Özellikle ailelerin ve kasabanın takım hakkındaki genel tutumları çok etkileyici. Belgeseli izlerken benimserseniz eğer sevinçlerini ve üzüntülerini de yaşayabiliyorsunuz. Eğer basketboldan da hoşlanıyorsanız tam olarak sizin için nefis bir belgesel dizi olmuş demektir.

Belgeseldeki genç arkadaşları önümüzdeki yıllar NBA yada Avrupa takımlarında görebilme ihtimalimiz de çok çok ayrı bir duygu olarak kalıyor bize. İsimlerini not alanlar bile vardır mutlaka. Benim listede: Sosi, Cooper ve Dwight var. Takıma yeni gelen koçu da Zeljko Obradovic'e benzetip durdum. Nedendir bilmiyorum. Takıma alışık oldukları düzenin dışında aslında atmak kadar savunmanın da önemli olduğunu hatırlatıp durdu. Önce durdur, sonra vur!