Atiye - Netflix Dizi Analizi

Türk televizyonları dizi tarihinde benzeri neredeyse olmayan bir yapım ile karşı karşıya kaldığımız Atiye dizisinde başrollerde Beren Saat, Mehmet Günsür ve Cezmi Baskın gibi isimleri görüyoruz. 2019 yılında Netflix'in ikinci yerli dizisi olarak kayıtlara geçiyor İlk dizi 2018 yılında yayınlanan "Hakan Muhafız" idi. Atiye'nin doğa üstü unsurları barındırdığı ve tarihi dokunun da ince ince işlendiği, görüntü yönetmenine ayrıca teşekkür edilmesi gereken bir yapımdır.

IMDb puanı 7.7 olan dizinin Adıyaman Nemrut Dağı, Şanlıurfa Göbeklitepe ve İstanbul üçgeninde geçtiğini söyleyebiliriz. Özellikle tarihi alanlarda yapılan geniş planlı çekimleri görmek büyük keyif verdi. İstanbul'un manzaralarına alışık olduğumuz için bu tarihi dokuların ön plana çıkarılmasından dolayı dizinin ayrı bir yeri olacaktır. Doğal güzelliklerimizi bu tarz mistik olaylar ile de yansıtma başarısını gösterdiğimizi biraz geç anlamış olsak da bu tarz yapımların desteklenmesi gerektiğini düşünenlerdenim. Çünkü, Netflix uluslararası pazar için şuan en iyi gemidir. Ve bu gemide yer almak için ortalama üstü bir çaba gösterilmelidir. Yakın zamanda bunun en iyi örneği "La Casa de Papel" dizisidir. İspanyada yerel bir kanalda yayınlanan dizi Netflix aracılığı ile hiçbir reklam veya pr pazarlaması olmadan dünyanın en çok izlenenleri arasında yerini aldı. Neden bu dizilerden biri Türkiye'den çıkmasın ki? Sadece önümüze sınır yerine hedef koymalıyız.

Atiye (Beren Saat), kendini arayan ve kim olduğunu bulmaya çalışan, ailenin ressam kızıdır. Dizinin uluslararası ismi de sanırım buradan geliyor "The Gift". Çocukluğundan bu yana bir takım semboller çizen Atiye, bir arkeolog olan Erhan ile yollarının kesişmesi ile farklı bir hikayenin temeli atılır.

Erhan (Mehmet Günsür), arkeolog olan babasının yarım kalan işini tamamlarcasına Göbeklitepe'de araştırma yapan ekibin başında yer alır. Tarihi kalıntılar arasında buldukları bir sembol ile neyi bulduklarını araştırırken Atiye ile aynı yolda bulur kendisini.

Karakterleri oyuncularla özdeşleştirme işini birkaç yapım sonrasında ortalama bir kararla kestirebiliyoruz. Mehmet Günsür için şöyle dönüp geriye bir baktığımızda aklımıza "Fi" dizisindeki karakteri ve hatta biraz daha duygusallık gerekirse "Aşk Tesadüfleri Sever" filmindeki rolünü gözümüzde canlandırabiliriz. Bu dizideki rolü ile "Fi" biraz daha öndedir. Beren Saat içinse söylenecek fazla bir şey yok. Tutturduğu çizgiyi bozmadan ilerleyen güzelliğiyle de bunu perçinleyen başarılı bir oyuncudur. Yalnız dikkat ettiğimizde (ve edeceğiniz üzere) Atiye ve Erhan karakterleri nedense biraz soğuk duruyorlar. Ekrandan bize geçen enerjilerinin düşük olduğunu düşünüyorum. Çünkü karakter benimsemesinde istenilen bağ kurulamadı. Atiye'nin kız kardeşi Cansu ve babaları Mustafa Bey ise o istenilen seviyeye ulaşmış görünüyor.

Ozan (Metin Akdülger) karakterine ayrıca bir paragraf ayırabiliriz bence. Hem kendi aile içi konumu hemde Atiye ile kurmak istediği yeni bir ailenin arasındaki enteresan ilişki çerçevesinde Ozan'ın sevilen mi sevilmeyen mi yoksa acınası mı, nefret edilesi karakter mi olduğuna karar verememekteyiz. Bu sebeple özel bir karakter olduğunu söylemek isterim. Aynı şekilde Cansu karakterine de değinmek gerekir. Başlarda sıradan bir kız kardeş, ailenin iyi kızı, ailenin bağlarını korumaya çalışan çocuğu olarak görsek de, ilerleyen bölümlerde kilit isim olarak karşımıza çıkmaktadır.

Çekim kalitesi, tarihi yerlerin ustaca gösterilmesi (benim favorim Nemrut Dağı), konusu itibariyle ayrı bir havası olan ve hikayesiyle ilgi çekiciliği bir araya gelince mutlaka izlenilmesi gereken dizidir. Süre probleminin olmadığını da söylemek isterim. Tek oturuşta sezonu bitirebilirsiniz. Sizi bir sonraki bölüme sürükleyen gizemli yapısıyla bunu rahatlıkla yapabilirsiniz.

Yazar Şengül Boybaş'ın "Dünyanın Uyanışı" isimli romanından uyarlamadır. Dizinin senaryosunu Jason George, Nuran Evren Şit ve Fatih Ünal'ın birlikte yazarken yönetmenliğini ise Ozan Açıktan yapmaktadır. 8 bölümden oluştuğunu da belirtelim.

Yerleşim yeri olarak kullanılmadığı bilinen ve tapınmaya hizmet eden Göbeklitepe, şaşırtıcı anıtsal mimarisiyle 2018 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne girdi. Türkiye'de de’’ 2019 Göbeklitepe Yılı” ilan edildi. Henüz küçük bir bölümü çıkarılan Göbeklitepe, yaklaşık 12 bin yıllık geçmişiyle insanlık tarihini değiştirdi. Dünyanın bilinen en eski ve en büyük tapınma (kült) merkezi sayılan Göbeklitepe ile dinsel inanışın yerleşik yaşama geçişteki etkisi kanıtlandı.

Göbeklitepe hakkında daha detaylı bilgi almak isterseniz muze.gov.tr adresini ziyaret edebilirsiniz. İkinci sezonunda bizi nelerin beklediğini merak etmekteyiz. Yapılan açıklamalara göre 2020'de Eylül ayında Netflix'te olacak.