Detaylı bir soygun planları yoktu, 10 dakikalık bir iş olarak görüyorlardı. İşler yolunda gitmeyince bankada işler 8-10 saat kadar uzadı. Bir soygundan ne beklediğiniz değil de küçük hayallerinizin gerçekleşme ihtimali size cesaret veriyor olabilir. Nitekim asıl karakterimizin mutsuz bir evliliğinin itici gücüyle başka birine aşık olması ve onun cinsiyet değiştirme ameliyatı için 2.500 dolara ihtiyacı olmasıyla tetiklenir soygun planları. Yeni bir hayat için bir miktar paraya da ihtiyaç duyuluyor. Tabii banka soyma riskini göze alacak kadar paranın bankanın kasasında olmayışı aksiliklerin başlangıcı olacaktı.
Soygun uzadıkça pazarlıklar ve diyaloglar da arttı. Soygun ülke gündemine birinci sıradan giriş yaptı. İçgüdüsel midir bilinmez ama mağdur edebiyatı Amerika'da bile iş yapar. Soygunun ilerleyen saatlerinde halk tarafından oldukça fazla destek almaya başlarlar. Halk soyguncuları destekliyor. Filmin ironilerinden biri de şudur ki, asıl karakterin yani Sonny'nin biseksüel olduğu anlaşıldığında o destek veren halk bir anda ibreyi değiştirir ve düşman olmaya başlarlar. Ne yani soyguncular cinsel yönelimlerine göre mi destek görüyor veya görmüyor? Sonny'nin soygun arkadaşı Sal ise homofobik tavırlar içindedir.
120 dakikayı biraz geçe bitiyor film neredeyse tamamı küçük bir bankanın içinde geçiyor. Bu tarz az mekânla çekilen filmleri bir başka seviyorum. Daha fazla oyunculuk hünerlerinin sergilenmesine önayak oluyor. Al Pacino'da bunu en iyi şekilde gösteriyor. Çünkü film onun etrafında dönerken aslında hiçbir şeyin kontrolünü de ona vermiyor. Yönetmen Sidney Lumet başarılı bir iş çıkarmış.
Filmde geçen tek şarkıyla iyi seyirler dilerim.