Eşpedal Derneği ile Yeşil'den Mavi'ye Karadeniz Kamp Günlüğü (2022)


Eşpedal’ın geleneksel yaz kampları her yıl daha verimli ve daha aktif bir şekilde devam ediyor. Bu yıl Samsun ve Ordu’da düzenlediğimiz yaz kampımızı dolu dolu geçirdik ve tüm detaylarıyla sizinle paylaşmak istiyoruz. 530 kilometreden daha fazla yol aldığımız ve yaklaşık toplam 2000 metre tırmanış yaptığımız bu kampta 9 gün pedal çevirdik. Kampımızın son üç gününü TİEB Fest Ordu 2022 etkinliğine ayırdık. Zamanlama açısından harika bir birleşme oldu. 11 Tandem bisikletle başladığımız turlarımıza zaman zaman 8 tandeme düşsek bile görev paylaşımı ve işlerin daha sağlıklı bir şekilde ilerlemesini kolaylaştırdık. Unutulmaz anılar serisi oluşturmaya başladık. Bunun için "espedal.org" web adresinden “anılar” menüsünü ziyaret edebilirsiniz. Şimdi detaylara geçelim.

1.GÜN 22 TEMMUZ CUMA

Samsun Mavi Işıklar Eğitim, Dinlenme ve Rehabilitasyon Merkezinde 21 Temmuz günü toplandıktan sonra ilk defa katılanlarla tanıştık, havuz keyfi yaptık, akşam tandemlerle ufak bir şehir turu atıp çay bahçesinde bir şeyler içtik ve kaldığımız yere dönerek geceleri vazgeçilmez olan kendi müziğimizi kendimiz yaptık. Ertesi gün yani pedal bastığımız ilk gün Samsun’da bize eşlik eden EKOBİD topluluğu ile şehir turu attık. Samsun tarihi bir şehir olduğu için gezilecek çok yeri vardı, bunlardan bazıları: Bandırma Vapuru, Kent Müzeleri, Atatürk Evi, Amazon Köyü gibi. 39 kilometrelik bir sürüş oldu.

2.GÜN 23 TEMMUZ CUMARTESİ

Hafta sonu olduğu için EKOBİD’den daha fazla bisikletçi bizlere eşlik etti. Atakum Sahil yolundan ilerleyerek Bafra tarafına sürüş yaptık. Kızılırmak Deltasını dolaştık. Yolun büyük bir kısmı otoyoldan geçse de Kızılırmak Deltası tabelasından sonra doğanın içinde huzuru yakaladık tabii. Gidiş dönüş 100 kilometrenin üzerinde sürüş yaptık. Samsun Ekolojik Yaşam Bisiklet Derneği kurucusu Tanju Subaşı bu organizasyonun gerçekleşmesinde büyük emeğe sahipti fakat geçirdiği bir kaza sonucu bizimle turlara katılamadı. Bizde Eşpedal ve Ekobid olarak Tanju Bey’in evinin önüne gelerek teşekkürlerimizi ilettik. Dayanışma ve samimiyetin güzel bir örneği oldu.

3.GÜN 24 TEMMUZ PAZAR

Bugün Samsun’dan ayrılma Ünye’ye varma günüydü. Rotamız hazırlanmış ve 92 kilometrelik yola çıkmıştık. Öğle yemeği için Çarşamba’da mola verdik. Göl Restoran’da meşhur “Çarşamba Pidesi” yedikten sonra yola devam ettik. Ünye’ye varmadan önce kısa bir mola daha verdik. Bahçelerden erik ve üzüm topladık. Ünye Çınarsuyu Tabiat Parkı’na geldiğimizde hava kararmak üzereydi. Oda paylaşımları yapıldı ve gün biraz eğlence biraz istirahatle bitti. Çınarsuyu deniz kıyısında ve ağaçların arasında bungalov evlerle donatılmış, doğanın bir parçası olmuş haldeydi. Sanırım kaldığımız en otantik yer olabilir.

4.GÜN 25 TEMMUZ PAZARTESİ

Çınarsuyu – Asarkaya Kent Ormanı rotası hazırlandı. Toplam 57 kilometre pedal çevirdik. Bu yolculuğun hemen hemen yarısı tırmanış ile geçti. Zor değildi ama kampın ilk ciddi yokuşuydu burası. Tırmanışın bir yerinde öğle yemeği için mola verdik. Kadir Amca ve eşiyle tanıştık dönüşte bizi çaya beklediklerini söylediler. Dönüşte çaya da uğradık elbette. Böyle samimi ve sıcakkanlı davetlere her zaman zamanımız olurdu. Tırmanış bittikten sonra Ordu Büyükşehir Belediyesi basın ekibine röportaj verdik ve ormanı gezmeye başladık. Doğanın tam içinde hava müthiş ve manzara şahaneydi. Dönüş yolunda biz bu rampaları hangi ara çıktık düşüncesi eminim her Eşpedallının aklından geçmiştir. Sorunsuz bir şekilde evimize, Çınarsuyu’na döndük.

5.GÜN 26 TEMMUZ SALI

Ünye’den de ayrılma günü geldi. Tandem bisikletleri kamyonlara yükledik. Ordu Büyükşehir Belediyesinin otobüsleriyle Yason Burnu’na doğru yola çıktık. Yason Burnu Ordu’da görülmesi gereken güzel yerlerden biriydi. Oraya vardığımızda bisikletleri araçlardan indirdik. Öğle yemeğimizi yedik ve biraz etrafı dolaşıp Yason Burnu’nun hikayesini dinledik. Milattan önce üçüncü yüzyılda yapılmış birde Yason Kilisesi bulunmaktadır bu yarımadada. Gezi bittikten sonra 52 kilometre yol aldık ve Perşembe ilçesinden Gülyalı ilçesine geçtik. Gülyalı’da kano yarışlarının yapıldığı bir park olan Kano Park misafirhanesinde konakladık, isteyen arkadaşlarımızda çadırlarını kurdular.

6.GÜN 27 TEMMUZ ÇARŞAMBA

Bugün yaklaşık 18 kilometre gidiş 750 metre tırmanış yaptık Yoroz Tepesi’ne. Tahminlerimize göre Eşpedal’ın en yüksek tırmanışı bu olabilir. Bitmek tükenmek bilmeyen yokuşlar, virajlar ve uçurumlar… Tırmanırken ufak ufak söylenmeye başlasak da -ki bu tırmanışların fıtratında var- tepeye vardığımızda tüm enerjimiz geri yüklenmiş gibiydi. Başarmanın mutluluğu tarif edilemez ancak yaşanırdı. Tırmanış bitti ama bundan sonraki yol merdivenlerle olacaktı. Yaklaşık 1000 basamaklı merdivenlerden yukarı çıktık, Ordu’nun en büyük seyir terası burada yapılıyor, inşaat halindeydi. Gerekli yerlerden iznimizi aldık ve o seyir terasını ziyaret eden ilk ekip biz olduk. Bir tarafında Giresun Bulancak diğer tarafında Ordu Boztepe, mükemmel bir görüntü vardı. Burası bizim için unutulmazlar listesine girdi. Dönüş yolu o kadar keyifliydi ki neredeyse pedal çevirmeden deniz seviyesine indik. Toplam 38 kilometre kayıtlara geçti.

7.GÜN 28 TEMMUZ PERŞEMBE

Orduya geldik, Boztepe’ye teleferikle çıkmazsak olur mu? Olmaz! Tandem bisikletleri yine kamyonlara yükledik onlar Boztepe’ye çıkarıldı. Biz teleferik ile yerden yükseldik takriben 500 metre kadar. Öğle yemeğimizi ve kahvelerimizi Boztepe’de yedik içtik. Boztepe’de 5-6 arkadaşımız yamaç paraşütü yaptı, sonra tekrar teleferikle yanımıza geldiler. Bisikletlerle iniş yapma vakti geldi. Herkes hazır ve yolculuk Gülyalı’da son bulur. Toplam alınan mesafe 42 kilometreydi.

8.GÜN 29 TEMMUZ CUMA

Bugünden itibaren Eşpedal’ın yaz kampı son bulmuş TİEB FEST ekibinin Ordu Festivaline dahil olmuştuk. Festivaller çok güzel oluyor. Gülyalı’dan 200’ün üstünde bisikletli yola çıktık. 49 kilometrelik Yason Burnu’na gittik. Biz belki ikinci defa gittik ama burada ince bir ayrıntıyı belirtmek isterim. Bir öncekinde Yason Burnundan Gülyalı’ya sürmüştük şimdi ise tam tersi rota ile sürüş yaptık. Yason Burnu öncesi Çaka Plajında deniz keyfi ve öğle yemeği molası verildi. TİEB Ekibi çok organize ve net bir şekilde hareket ediyorlardı. Çok başarılı bulduk. Bisikletler Yason Burnundan büyük kamyonlara yüklendi ve Gülyalı’ya getirildi bizde otobüslerle geldik. Bisikletler araçtan indirilmedi çünkü bir sonraki rota için sabah yine otobüslerle gidilecekti Festivale katılanlar arasında Samsun EKOBİD ekibi de vardı burada da görüşme ve daha verimli vakit geçirme fırsatımız oldu. Her gün için ayrı ayrı yazmıyoruz çünkü her akşam fiks menümüzde müziğimiz var! Ve bir sonraki güne geçilir.

9.GÜN 30 TEMMUZ CUMARTESİ

Hayatında ilk defa yaylaya çıkacakların heyecanlandığı gündür bugün. Hele ki bisikletleriyle yaylada olma düşüncesi mükemmel geliyor kulaklara. Yaklaşık 1500 metre otobüslerle tırmandığımız yaylaya bisikletlerle devam ettik. En tepe noktasına kadar pedal çevirdik. Üşürüz diye uzun kıyafetlerimizi de yanımıza aldık. En tepeye ulaştığımızda hava halen güneşliydi. “E hani üşüyecektik?” derken birden güneş kayboldu. Çam ağaçlarının arasında sisler ve asfaltta görünen sarı çizgiler kaldı. Görüş mesafesi neredeyse 5-10 metre arasına bile düştü. Hem ürkütücü hem muhteşem bir duyguydu. Sislerin arasında pedal çevirmek, dik yokuş ve virajlardan inmek, sisler arasında “sağa/sola keskin viraj! dikkatli olun” sesleri… Birçok bisiklet sever burada hayatının sürüşünü yapmış olabilir diye düşünüyoruz. Her şey harikaydı. Öğlen yemeği için mola verdiğimiz yerde yemyeşil bir çimenlik ve karşında her yeri kaplayan kocaman bir grilik. Yaklaşık 1000 metre iniş yaptıktan sonra 38 kilometre tamamlanmıştı. Daha sonra tekrar otobüslere bindik ve Gülyalı’daki evimize döndük. Festivalin son gününe Eşpedal Derneği olarak katılmayacaktık bizim takvimimiz bu kadardı. TİEB FEST ekibine ve emeği geçenlere sonsuz teşekkürlerimizi sunuyoruz.

İşte böyle bir Yeşil’den Mavi’ye hikayesini yazdık hep birlikte. TİEB FEST ekibinin yanı sıra teşekkür edilmesi gerekenler arasında Eşpedal Ordu Temsilcimiz Sayın Hamide TURAN’a sonsuz teşekkürlerimizi sunuyoruz. Bu kampın gerçekleşmesinde en büyük pay sahibi kendisi olmuştur. Yine Eşpedal Yönetim Kurulu, üyeleri, gönüllülerine çok teşekkür ediyoruz. Samsun ve Ordu Büyükşehir Belediyelerine, Gülyalı ve Ünye Belediyelerine özellikte Gülyalı Belediye Başkanı Sayın Ulaş TEPE Bey’e teşekkür ediyoruz. Sayın Tepe bizleri ziyaret ederek bizimle tandem bisiklet sürme keyfini yaşadı. Bizim için çok değerli ve güzel bir anı oldu. Ünye’den Uğur Türkmen Bey ve eşi İlknur Hanım’a da samimiyetleri ve katkıları için çok teşekkürler. Teşekkürlerimizin sonu gelmez o yüzden emeği geçen tüm dostlarımıza sonsuz kere teşekkür ediyoruz.

ANILARDAN BİR KESİT 1:

Eşpedal’ın bu yılki yaz kampını Samsun ve Ordu’da yapacağı fikri ortaya atıldığından kampın son gününe kadar çok heyecanlıydım. Hem Karadeniz’de olacağım için hem de memleketim Samsun’da bisiklet süreceğim için. Çocukluğumun her yazı Samsun’da geçmişti, yıllar ilerledikçe memlekete uğrama aralığımız arttı tabi. Neredeyse en son beş yıl önce gelmiştim. Bu seferki gelişim öncekilerden daha anlamlı ve daha pedallıydı. Samsun’da EKOBİD gibi çok güzel insanların bulunduğu bisiklet grubuyla da tanışmak işin tatlısı oldu. Onlara da sonsuz teşekkürler. Özellikle Tanju Bey’in evinin önüne “geçmiş olsun” demeye gitmek unutulmaz anlardan biriydi. Tanju Bey balkonda, Eşpedal ve EKOBİD sokakta hep bir ağızdan marşımızı söylüyoruz. Harika bir enerji!

Samsun’dan Ünye’ye pedal çevireceğimiz gün yolumuz Çarşamba’dan geçecekti. Ailem aslen oralıdır. Çarşamba’da kesinlikle bir şeyler yapılmalıydı. Tabii ki inisiyatif aldım. Buralara kadar gelip de “Çarşamba Pidesi” yenmez miydi? Hemen en sevdiğim dayımla iletişime geçtim. “Dayı yaklaşık 25 kişi geliyoruz yerin var mı?” Dayım Çarşamba’nın en güzel mekanlarından biri olan Göl Restoran'da mutfakta ustadır. “Size her zaman yerimiz var” dedi. Bizimde ne güzel ki yolumuzun üstü bir konumdaydı.

Göl Restorandayız... Dayım o kalabalıkta beni hemen farketti. Sarıldık (uzun zamandır görüşmüyorduk tabii), bize ayrılan masaya geçtik. Dayımın adı Muhammer bu arada :) Siparişleri veriyoruz. Çoğumuz meşhur Çarşamba pidesinden söyledi. Kuşbaşı kaşar, kapalı pide, dışı bol susamlı. Mis gibi… Kampın ilk gününden beri “nerede pide” yiyebiliriz diyenlere bence en iyi tercih burasıydı. Restoran, Yeşilırmak kenarında, havadar ve güzel bir yerdeydi. Pidelerimiz biteyazarken Yahya Abi’nin arabasının bagajından kocaman bir karpuz alındı, getirildi. Restoran çalışanlarından rica ettik, Hep beraber karpuzumuzu da yedik :)

Benim için en unutulmaz anlardan biri buydu. Diğer anılarımı başka gönderiler altında yine yazarım. Alışkanlık gereği her yazımın bir başlığı olsun isterim. Bu yazının adı “Ne Güzeldir Yollarda Olmak Şimdi” Eşpedal’la yolda olmayı seviyorum. Bahsi geçen o gün 92 km yol yaptık. Çok keyifliydi.

ANILARDAN BİR KESİT 2:

Benim kamp boyunca pilotum Eren Kocatürk oldu. Bence çok iyi ikili olduğumuzu düşünüyorum. Eren'e sorarsanız aynı cevabı alabileceğinize eminim. Burada yönlendirme yoktur :). İkimizde istikrarlı bir şekilde Strava uygulamasını kullanmaya çalıştık. Kabul ediyorum ki Eren daha titiz çalıştı. Yani molalarda, öğlen yemeklerinde ve herhangi bir duruş anında Strava'yı durdurdu. Ben akışına bıraktım. Benim için önemli olan gün sonu alınan mesafe ve yükselti bilgileriydi. Eren için sanırım her şeyin tam olması gerekiyordu. İşte tamda bu titizliğin yarattığı enstantaneden bahsedeceğim. Yoroz Tepesine tırmanırken bir çeşmede su molası verdik. Eren her zamanki gibi bisikletten inmeden önce uygulamayı durdurdu. Suyumuzu içtik, dinlendik ve yokuşlar devam edecekti. Herkes yavaş yavaş yola koyulmaya başladı. E haliyle bizde pedala bastık. Moladan sonra ilk çıkanlardan biri de bizdik. Yol direk yokuşla başlıyordu. Eren bisikleti sola çekti. "Stravayı açmayı unuttum" dedi. nereden baksan yüzde 20'lik bir eğimin henüz 100 metresini belki çıkmışızdır. Yokuşları çıkmak bir ömür ama yokuşları inmek bir saniye bilirsiniz. Herkes tırmanmaya devam ederken biz aşağı doğru inmeye başladık. Nedeni malumunuz efendim. Strava durdurulduğu yerden tekrar başlatılacaktı :).

ANILARDAN BİR KESİT 3:

Kamp alanlarında yanına uğrayan bir köpek muhakkak olur. Bende gördüğüm zaman sevmeden duramıyorum. Hatta yiyeceğim varsa paylaşmaktan da büyük haz alıyorum. Nitekim hayat paylaştıkça güzel diyoruz. Ünye'de kaldığımız yerde yerler hem kum, yani kumsal veya biraz çamur. Bende bu vakte kadar köpeklerle yemeğimi paylaşırken bir parça yere koyar oradan alıp yemelerini beklerdim. Şimdi o durum biraz sıkıntıya girdi. Vereceğim yemeğin kumlanmasını istemedim. "İşte o yıllardır beklediğim an geldi" dedim. Her ne kadar haşin ve fiziksel bir şekilde köpekleri sevsem de biraz çekincelerim vardı elbet. Mesela hiç elimle besleyememiştim. Bunu aşmak için güzel bir bahanemde oluştuğuna göre artık gerekeni yapmalıydım. Önce baş ve işaret parmağımla köpeğe doğru uzattım yiyecekleri ama yine ürküyorum. Bir arkadaşımın tavsiyesi üzerine avucumun içine koydum vereceğim yiyeceği. Gözlerimi kapadım ve almasını bekledim. İlk anda biraz korkar gibi oldum ama ikinci ve üçüncü kez aynı şeyi yapınca ne kadar basit ve daha verimli olduğunu gördüm. Belki insanlık için küçük ama benim için büyük bir adımdı. Kendimle gurur duyuyorum, çünkü bir korkumun daha üzerine gittim ve bu korkuyu ortadan kaldırdım.

ANILARDAN BİR KESİT 4:

Hayatımda ilk defa yaylaya çıktım. Ordu'nun Mesudiye ilçesinde Çambaşı Yaylası... Yükseklik 2000 rakım, hava buz. Yollar o kadar sessiz ki, sisler o kadar yoğun ki ben daha önce böyle bir hava durumuyla karşılaşmadım. O günkü pilotum Ülgen'di. Çambaşı Yaylasının keskin ve dik yokuşlarından o kadar temkinli indik ki, tur sonunda kendisini tebrik ettim. Şahsım adına şuana kadar tandem bisiklet ile hayatımın sürüşünü yaptığımı düşünüyorum. O rotayı anımsadıkça hala mutlu oluyorum. Güneşin alnından geçerken birden güneşin kaybolması ve havanın on derecenin altına düşmesi... Ne kadar anlatsam o kadar kifayetsiz kalırdı. Sisler arasından "eşpedaal eşpedal" diyerek seslenen TİEB FEST ekibinden Osman Abiyede selamlar sevgiler. He yeri gelmişken Antalya'dan tanıdığım ve Ordu'da beraber sürüş yaptığımız sevgili İbrahim Adalı Abime de sevgiler... Beni kamp alanında ilk gördüğünde direk Nafiz Abiyi arayıp "bak burada kim var" diye telefonu bana vermişti. Nafiz Abi, Eşpedal Antalya için çok değerli bir isimdir.