Turist Gördüm!

Ömrüm boyunca bu kadar güzel, bu kadar tatlı, bu kadar beyaz tenli, bu kadar sıcak gülüşlü, bu kadar sempatik bir turist ben görmedim diyemiyorum, aha da bugün gördüm babalar!
Tramvaya her zaman ki soğukkanlılığımla bindim. Oturacak yer beğenemedim bu sefer ki yolculuk öncesi oradan oraya geçtim. Sonunda daha önce pek oturmadığım yan koltuklardan birine oturdum. Yanımdaki adam leş gibi sigara kokuyordu bunu fark etmemek elde değil. Yeni alınmış bir gazete kokusunun tadı da ayrı güzel ha.
Kulaklığımı taktım, gözlerimi kapattım Tophane'ye kadar uyuklaya uyuklaya ilerledim. Karaköy durağından sonraki durakta indim. Gideceğim yere (İSÖM) ilk defa gideceğim için, tramvaydan indikten sonra hangi yöne doğru gitsem diye düşünürken...
Üzerime gelen bir kadın gördüm. Kadın 23 yaşlarındaydı. Tanıdık biri olduğu yönünde düşüncelerimin dozu yükseliyordu. Gözlerini gözüme diktiğinde "Do you speak english?" diye sordu. Tanrım! Heyecanıma yenik düşmüş olmalıydım cevap veremeyecek gibi oldum. Kendimi topladım ve olağan saflığımla "No" dedim :) Kadın gülümsedi "Thanks" diyerek geldiği yöne doğruldu ben ellerimi açtım, yardımcı olmak istiyordum ona. Olağan samimiyetimle ingilizce olmasa da "Nereye gideceksin?" diye sordum. İnanılmaz!
Türkçe sorduğum soruyu anlayarak bana kendi dilinde cevap verdi. Kapalı çarşıya gitmek istediğini anladım. Ona yardım edebilirdim. Beyazıt'a giden yönü sol elimle işaret ettim "Bu taraf Beyazıt" dedim. Beni anladığını umuyorum ki o tarafa yönelmeden önce teşekkür etti ve gitti.
İşte Türklerin sıcakkanlılığına örnek olduğum hadise budur. Heyecan yaptım çünkü kadın bir melek gibiydi. Caps alaydım lan keşke, tüh!..
Telefonuma bir kaç önemli temel ingilizce soru ve cevaplarını not almayı düşünüyorum ki heyecanlanıp ne söyleyeceğimi unutmamak için.
Başka bir turist avında görüşmek üzere :)