Aşk, Dostluğu Öldürür

Bakın okuyucum, bu yazıyı yazmak için çok uğraşmadığımı bil. Dur daha yeni başladım, yazının sonunu okumuyorsun. Tanju Okan dinler misin? Onun sesini duymalısın... Nüanslarına yandığın sanatçı. "Kadınım..." deyişi var ki, aklından tüm sevgililerin teker teker geçer. Hüzünle yanaktan öpüşürsünüz, yetmediyse geceyi birlikte geçirin o zaman...
Büyük insanlar gibi konuşmak istemiyorum, onlar gibi yazmakta istemiyorum, onlara benzemekte istemiyorum; ha benzemek istediklerim var. Sonuçta kısır döngüdür dünya. Söyle bakalım anonim insan, kaç kere aşık olduğunu sandın? Soruyu doğru sordum ben, sen yanlış anlamış olabilirsin dikkat et, bak bir daha söylüyorum, kaç kere aşık olduğunu sandın? Ortaya zar at gelen rakamı söyle yada ikiyle çarp 3-5 ne varsa ekle. Tamam abartmadan söyle, ama söyle... Çünkü aşık olduğunu çoğu kez düşündün (ilköğretim öğrencisini geç anaokulunda başlıyor bunlar) paragraf sonu.
Evet anonim insan hiç aşık olmadım diye saçmalamaya gerek yok, en düşük rakam 1'dir bu konuda. Peki aşkın geçici olduğuna mı inanırsın? Hadi biraz daha açık konuş ve kesin cevaplar ver! Aşk bu, basit, "seviyorum" dersin hemen sonra "aşık oldum" dersin ertesi gün evlenmek istersin sonraki günde ise hop!... ayrıldınız. Ey insancağız ne oldu aşkına? Bitti bitti, uzatma.
Aşık olmak serbestliktir bence, yani birine aşık olduğunda başkasına aşık olmayacağım diye bir şeyi kabul etmiyorum, Yok kusura bakmayın şimdi. Peki hiç iki kişi arasında kalmadınız mı? Beni karıştırmıyorum he objektif soru bu. Hadi kaldınız diyelim, tercih yapmak zorundasınızdır genelde, çünkü arasında kaldığınız kişiler birbirlerinden haberdar olurlar genelde ve ikisini birden idare etmek zordur. Ama ikisini de aşıksın olum kandırma lütfen kendini, salaklık olur yani.
O değilde asıl konuya giremedim hala, tamam deniyorum tekrar. Neydi başlığımız "Aşk, dostluğu öldürür" bak şu işe, tüh... Yüksek bir yüzdeyle ilk önce dost/arkadaş olursunuz sonra "aa biz iyi anlaşıyoruz ya he ne dersin?" deyip "hadi sevgili olalım mı?" durumuna geçiş yaparlar. Sorun yok ki burada. Minik bir kısım ise işte o "yıldırım aşkı"na kapılırlar, eyvallah... He yıldırım aşkıyla da hemen sevgili olunmuyor ki, önce birbirini tanıma süreci yaşarsın sevgili sıfatını almışken bile. Ve asıl konuya an itibariyle giriş yapıyorum. Dostluğun aşklardan daha uzun sürdüğüne inanıyorum. Belirli bir gün aralığından sonra sevgili unvanına geçen adayların birliktelikleri uzun sürmez, yani ayrılırlar. Ha arada evlenenler çıkar onlardan olalım bizde hadi. İşte onlardan olmak için böyle her gün aşık olmak gerek arkadaş. Nihayetinde uygun adayı bulmak gerekir.
Arkadaş kalarak daha iyi anlaşıldığını biliyor muydunuz? Uydurmuyorum ya, hep öyle oluyor. Sevgili moduna geçince her gün bin türlü derde bulaşıyorsun. Ne gerek var? Dertsiz başını ağrıtmanı önermem yani. Hem gerçekten sevdiğin biri, sevgili anlamında değil lan, müthiş bir arkadaş olabilir o kişiden, ama sen bir çuval yumurtayı çöpe atıyorsun. Yada iradene sahip çıkamıyorsun olum/kızım her neysen artık.
Eskisi gibi olmuyor be abi. Unutmakta mümkün olmuyor tabi... Hem şöyle dandik bir yakıştırma da var "eski sevgiliden arkadaş olmaz" diye. Çok saçma değil, ama saçmalık payı var. İsteyen her şeyi olur. Kolaydır. Pişman olmakta kötü duygu, bide sonunu bile bile kaybetmek yok mu? tam salaklık (bence yani) sence de öyledir? 
Çelişkili konuştuğumu düşünmüyorum. İstediğin kadar aşık ol, kimle gezersen gez, ne halt yersen ye. Bunları arkadaşınla yaparsan eğer, onu kaybettin demektir, ha arada dikiş tutturup evlenmeye kadar gidersen düğününe çağır bak beni. En azından kendi yaş grubumun daha çocuk olduğunu kabul ederek diyorum ki: "Aşk, tek kullanımlık bir oyuncak gibidir." Kullan ve at.