Uykusuz Yazmayı Da Deneyelim

   24 Saattir uyumayan biri olarak klavye başına geçtim. Yazım hataları olursa şimdiden affola ve yazmaya ihtiyacım var, dinlemeyin beni... Bugün belli bir konu yok, aslında var, ama yok gibi davranmak istiyorum, bana yardımcı olun hadi, dikkatinizi benden alın.
Yakın zamanı anlatmakla başlıyorum o zaman. Bu gece hiç uyumadım saat sabahın 11'i olmuş. Bir saat kadar önce gazoz şişesinin dibindeki 12 yudumluk asitli suyu içtim, karnım açtı ne yapsaydım? Doymadım o ayrı. Kahvaltı yapmaya üşendim bide, zaten bir saate yemek hazır olur, az daha bekle.
   Bu hafta yeni bir şarkıyla tanıştım ve önemli bir günde tanıştığıma inanıyorum. Şarkı Travis grubuna ait ve adı ise "Happy to Hang Around" yani "Ortalıkta Sallanmaktan Mutluyum" evet, öyle bir hale bürünmeye çalıştım şarkıyı dinledikçe. Ve bıkmadan bir hafta geçirdim bu şarkıyla. İlk kez böyle bir şey olmuyor tabi, ama bu şarkı başka; aile fertlerini bile etkiledi. Dinlemeye ne kadar daha devam edeceğimi bilmiyorum sadece dinlemek istiyorum hep bu.
   "Happy to Hang Around" ile tanıştığımda, tam o gün yani (20 Temmuz falan) kız arkadaşımdan ayrıldım. İster istemez hüzün kaplıyor içini ama her zamanki gibi atlatmak zor olmuyor. Hem neden zor olsun ki? Oyunun sonunu biliyordum, ona göre oynasaymışım.
Fazla sarsılmadım da bir boşluk oldu tabi. Hala tamamen hayatımdan çıkartabilmiş değilim. Çünkü bunu daha denemedim. Eğer denersem nasıl bir müdahaleyle karşılaşacağımı bilmiyorum da. Gerçek şu ki: Sevmek çocuk oyuncağı kadar basit ve kullanışlı bir yapıya sahip. Eline geçiren herkes bir tarafından tutar ve incelemeye başar. Hoşuna giden tarafın üstüne yoğunlaşır ve sıkılınca da "ben ayrılman istiyorum" denir.
Küslüğüm falan yok tabi, özellikle de kendime karşı. Böyle hafif kızgınlığım var ama; Kendi kurallarımı çiğnediğim için üzgünüm. Kuralları takan yokta, ama bile bile yanlış yapmaktı kötü olan. Zaman kaybetmiş değilim neyse ki, öyle basit bir tecrübe daha edindim. 
   Saçma olan yer neresi biliyor musun? Ayrılma nedenini bile bilmiyorum, evet, bunu da öğrenmek istemedim. Kocaman bir olasılıkla saçma bir neden olacağını biliyorum, duymasam da olurdu, oldu da... 
Ve bazen "iyi" olmakta yetmiyor Polyanna. Kötü mü olmak gerekir bu durumda? Elbette hayır. Ama iyiliğin dozunu yüksekten vermek zararlı olabiliyor böyle....
uuu bakınız aklıma ne düştü?! Belki bunları okuyordur he? Olamaz mı sayın Ortaçgil? "Olabilir" eğer olduysa, ona da bir şeyler yazmak isterim; Senden, benim için bir mektup yazmanı istemiştim, istemiştim çünkü, ben sana günler öncesinden yazmıştım. Yazdıklarımı sana vermek istemedim ama. O kadar haklı çıktım ki... Ben bile şaşırdım söylediklerime... Sen zaten yazmamışsındır o mektubu, yani bana verebilecek bir mektubun yok. Benim de kalmadı.
   Dur lan böyle salak gibi hissettim kendimi, zaten uykuluyum ne dediğimi bilmiyorum. Tamam toparlıyorum o zaman; Yinede kendine iyi bak.