19. Şubat...

Annem ya… Herkesten önce, daha doğum günüme üç dört gün kala hatırlatıyor bugünü fakat en son o kutluyor ve ilk ondan başlıyorum günün özetine. Bütün gün bekledim annemi, arasın kutlasın tamam yani. Gece yarısını geçti 21 Şubat oldu 6 dakika sonra annem aradı. Yani, üç beş dakika daha aramasaydı, bir şey oldu bu kadına diyecektim ki, zaten pastasından yiyemedim canını yediğimin. Olsun kutladılar yine de eheh. Güne on bir otuz civarı başladım. Sıradan ve basit bir gün olarak uyandım. Gece yarısından hemen sonra kutlamaya başlamışlardı zaten, sabahta art arda gelen kutlama telefonları güne bildiğin gülümseyerek başlamama sebep oldu. Birkaç saat sonra sevdiğim iki arkadaştan bir hediye aldım ve bunu tahmin etmiyordum. Akşam derse gittim, elimden geldiğince yapmaya çalıştığım beş çayı muhabbetim var kendimle, muzlu kek ve çay yanında… iyi gidiyorlar ya. Neyse çay keyfi yaparken arkadaşın biri geldi masaya doğum günümü kutladı sonra tuttu elimi öptü hatta alnına koydu ya. Çok utandım “napiyon sen birader?” dedim, verdiği cevap, “büyüdün artık sen” haha! Eyvallah ya… ilk derslere girdik çıktık, ben kitabımı sınıfın sessiz köşesinde okumak üzere en arkaya gittim açtım kitabı okuyorum. Dersin başlamasına on dakika var yok, arkadaş geldi “gelsene konuşalım seninle” falan dedi, hadi konuşalım, önemli bir şey var sandım, seçmeli dersle ilgili bir takım sorular sordu falan. Sonra sınıfa doğru yürüdük, sınıfın ışıkları kapalı, içeriye adımımı attım aha da mumlar yanıyor! İki pasta almışlar, neredeyse on mum falan üfledim. Pasta güzelmiş bu arada. Saçlı sakallı arkadaş geldi beni öptü, sakalları batıyordu ya hahah. Ders bittikten sonra bir teşekkür konuşması yaptım ve bu konuşmayı ders bitene kadar anca hazırladım. “Her yaşın kendine has özelliği ve güzelliği vardır. Bende bu yeni yaşıma sizin güzelliğinizle girmiş bulundum. Bu organizasyonda maddi manevi emeği geçen herkese teşekkür ederim. Çok sağ olun eyvallah!” dedim, “iyi ki doğdun Okan” sesleri ateşlendi.

Emin olduğum bir şey var ki, bugün beklemediğim çok şeyi yaşadım. Zaten kimseden bir şey beklediğim de yoktu. Yani olmaması normaldi. Ailemden uzak geçirdiğim ilk doğum günü ve tanışalı dört ayı geçmemiş yeni insanların kutlamaları… Yazılı mesajlarda çok güzeldi bu sene, çoğuna refleks olarak güldüm. Benim için bloğuna yazı yazan bile olmuş. Çok hoş duygular bunlar. Unutmak istemeyeceğim bir 20 Şubat günü oldu. Onlara içten bir eyvallah! Sizde iyi ki varsınız.