Kafanız Hayrolsun (Matrax)

Zeki Kayahan Coşkun, tek kişilik gösterisiyle Antalya’ya geldi. Yer: AKM (Atatürk Kültür Merkezi) Perge Salonu. Orta koltukta 7.sıra tamamen bize aitti. Saat 19:15 gibi başladı ve 21:01 gibi de pat diye bitti.

Yıllardır Matrax dinleyicisi olarak bir gün tek kişilik gösterisine gitmek istediğimi herkese söylemişimdir. Antalya’ya geldiğini duyunca bilet almak için Biletx’e girdim. Teknik aksaklıktan dolayı biletimi o anda alamadım. Sonra devreye hatırı sayılır kişiler girdi ve 11 kişilik rezervasyon yaptırdık. Komedi gösterisinden ekstra ne bekleyebiliriz beklentisi vardı üzerimizde, biraz da merak. Artık gösterinin başladığını sezdiren hareketlenme başlamıştı. Işıklar kapandı ve “yasal uyarı” seslendirilmeye başlandı. Gösterilerinde oyunun tadını ve konsantrasyonunu bozmamak için telefon ve kameraların kapalı olması rica edildi. Oyun boyuna bir flash dahi patlamadı fakat bazıları videoya almaya çalışırken, Zeki birkaç kere uyardı, uyarılar dikkate alındı ama tekrar video çekmeye çalıştılar. Derken, bizim gruptan bir abinin gözlüğünü oyun boyunca kamera zanneden Zeki, sahneden, gözlüklü abimize “kamerayı kapatır mısınız, yoksa ben gelip kapatırım eheh” tarzında bir uyarıda bulundu. İşin kötüsü şu ki, bize dediğinden bir haber devam ediyoruz izlemeye.

Zeki’yi hiç böyle görmemiştim, ya da hiç böyle duymamıştım. Oyun içinde bolca küfür kullandığını söyleyebilirim. Mizahın içinde küfür vardır zaten ama Zeki’den duyunca bir tuhaf oldum. Bence o küfürlü esprilere de insan refleks olarak gülüyor. Onun dışında harbiden gülünecek bir iki espri vardı ki onlardan biri; ALES sınavına giren Zeki’nin üzerinde saat yok (saatle almıyorlar da sınava), sınıfta da saat yokmuş. Sınav gözetmenlerinden biri tahtaya saat çizmiş ve her beş dakika da bir saati ileri alıyormuş. Gel de gülme arkadaşım! Gösterinin ilk bölümünde anneler ve çocukluk dönemleri üzerinden ilerledi. Eski günlerinden kıssalar anlattı. İkinci bölümde tuvalet mevzularından ve düğün fotoğrafları hakkında konuştu. Hatta sahneye iki seyirci davet etti ve onlardan çeşitli pozlar vermesini istedi. Eğlenceliydi. Evde kalma sorunu hakkında da bir şeyler söyledi. Söylediği şunlardan ibaretti: “siz mal değilsiniz ki evde kalanız” aslında haklıydı da… Gösteriye başlarken de “ben sizin malınızım” tarzında bir giriş yaptı ki o da doğrudur. Çünkü Zeki, ya da Matrax tamamen popüler kültür malıdır. Dolayısıyla Zeki’de öyledir. Gösteri sonrası…

Bekleme salonunda 11 kişi, ay şeklindeki uzun koltuklarda oturuyoruz. İleride bir yumak oluştu, sesler, çığlıklar falan… ne oluyor demeye kalmadan Zeki göründü. Aralarına bir karışalım dedik ne oluyor ne bitiyor. Bir arkadaşımın fotoğrafını çetkim (güzelde çıktı) bir kız ordusu ciddi anlamda Zeki’nin etrafını kuşatmıştı. Güvenlikçi abiye rica ettim, biz grup olarak geldik, Zeki, gelebilir mi bizim bulunduğumuz yere diye. Tamam olur falan dedi 5 dakika sonra; “Merhaba arkadaşlar hoş geldiniz” diye Zeki damladı. Grubun ortasına oturdu sol tarafında ben yer alıyorum, birkaç kez değil aynı anda, aynı saniye içinde birkaç flashın patladığını gördüm. Gözlerim falan bildiğin kamaştı. Zeki’nin gözünde gözlükleri falan ki adam yakışıklı lan. Sonra, organizatörlüğünü beraber üstlendiğim arkadaşla beraber Zeki’yle özel bir fotoğraf daha aldık. Grup halinde fotoğraf çekinirken ben bir yandan da kulağına fısıldıyorum Zeki’nin; “abi, arkadaşla da bi çekinsek fotoğraf he?” bir yere yetişeceğini söyledi ama tamam olur dedi sonunda. Sonra da hup hop fop kızlar yine sardı adamı.

Topluca yapılan aktivitelerde hep bir sorun çıkma olasılığı yüksektir. Ama bu organizasyon benim ilk deneyimim oldu. Sorunsuz oldu. Grup uyum içindeydi. Sorunlu kimse yoktu zaten. İyiydi, güldük, eğlendik, bitti. Radyoya devam…