Sokağa Çıkma Yasağı (Tiyatro)

9-17 Nisan arası düzenlenen ve Akdeniz Üniversitesinin ev sahipliği yaptığı “Uluslararası Tiyatro Festivali”, Galatasaray Üniversitesinin oyunu “Sokağa Çıkma Yasağı” ile son buldu. Oyun hakkındaki görüşlere geçmeden önce; Bu tür organizasyonların devamlılığı için okulun öğrenci topluluklarının çalışmalarını kesmemesini arzu ediyorum.

Oyun baştan sonra bir otel lobisinde geçmektedir. Otelde kalan müşterilerin hepsi birbirinden farklı özelliklere sahiptir. Otel çalışanları ve otel müdürü de öyledir. Aralarındaki ortak payda ise kimsenin sokağa çıkamamasıdır, çünkü “sokağa çıkma yasağı” vardır. Belli saatler arasında sokağa çıkılabiliyor ve yasağın olduğu saatlerde de zengin kimseler lüks arabalarıyla sokaktan geçebiliyorlardı. Otelde geçen enteresan olayların birbiriyle bağlantıları pek olmasa da oyun içinde bağlandığı noktalar olmuştu. 1980’li yıllarda geçen oyunun metninde düzenlemeler yapılmış. Oyunda en dikkat çekici benzetme, seyircinin gözüne sokulan husus da diyebilirim, oteldeki insanların akvaryumdaki balık olduklarını vurgulamaktı. Otelde bir kaos meydana gelmiştir. Müdür, ünlü film yıldızına tecavüz etmeye çalışmış, adamın birine otel yetkileri verilmiş, birisinin odasında böcek partisi yapılmakta, diğeri ise paranoyak olduğundan dolayı durmadan otel odasını değiştirmekteyken, sabah olur… Tüm bu yaşanılan kaosun sanki yaşanılmamış gibi davranmaya çalışan otel sakinlerinin durumunu açıklamaya çalışan bir müşteri vardır. Dün gece olanların hepsini tek tek sayar, fakat müdür, resepsiyondaki adam, paranoyak kadın, ünlü film yıldızı ve diğerleri sanki hiçbir şey olmamış gibi davranırlar. O anda neden böyle davrandıklarını anlayamamıştım, sırf bu yüzden bile fuayeye kalınabilirdi. Fuayede bu durumu şöyle açıkladılar: “oteldeki insanlar tüm o yaşanılanları yaşanmamış kabul etmeye çalışıyorlar, oyun metninin normal finalinde olup biteni tek tek sayan adam rüyadan uyanmış ve oyun bitmiş oluyordu fakat biz oyunun son bölümünü değiştirerek böyle yaptık, sene 2012 ve hala rüyayla biten oyun olsun istemedik.” Dediler, anladık. Oyunda dikkat çekici diğer husus ise, otelde kimsenin adı söylenmedi, oda sakinlerine oda numaraları ile hitap edildi, diğerleri ise müdür, resepsiyon ve garson olarak çağırıldı. Dekorlara da değinmek gerekirse, bir resepsiyon masası kocaman, ve iki yanda minik sandalye ve masalar konulmuş, otel lobisi havası verilmeye çalışılmıştı.

Oyun komedi kategorisinde değerlendirilirse çokta güldürmedi ama düşündürdü. O yıllarda sokağa çıkma yasaklarının nedenleri ve o anlarda dört duvar arasında kalanların durumları, halleri göz önüne getirildi. Her şeyin kısıtlı olduğu da belirtildi. Gerçekten bir akvaryuma tıkıştırılmış insanların psikolojik hallerini sergilediler ve salondan büyük alkış alarak oyunu sonlandırdılar. Fuayede görmediğim kadar kalabalık vardı. İyi sorularda geldi. Bu oyun aynı grup tarafından üçüncü kez sergilenmiş oldu. Festivalde emeği geçen tüm oyuncu ve teknik kadroya teşekkür ediyorum. Oyun çıkışı sempatik duruşlarıyla dikkat çeken Fransız Tiyatro Topluluğu ile de fotoğraf çekinmeyi ihmal etmedik. Güzel bir anı olarak hatıralar arasına eklendi.