Başa sarmanın başındayız. Yeni dönem, yeni insanlar, yeni
öğretmenler falan falan. Bunlar okula başlayanlar için kaçınılmaz sonlardır
hele ki bir şeye yeni adım attıysanız. Anaokuluna başlayan çocukla üniversiteye
yeni başlayan adamın endişesi aynıdır. Birinin korkuları daha hayata dairdir
diğerinin oyuncaklarına dair ama ne olursa olsun ikisi de endişe ve korkuyla
başlar günlerine. Pazartesiyi sevmemelerimiz hep o günlere dayanır aslında. İlk
korkularımız ilk endişelerimiz ve ilk geri adımlarımız Pazartesileri başlar o
yüzden kendilerini pek sevmeyiz. Oysa hep de unuturuz Pazartesiler olmasaydı
yeni başlangıçlarda olmazdı. Mesela anaokuluna başlamasaydık yeni
arkadaşlarımız olmayacaktı ve sonrasında da aşklarımız ve hayal
kırıklıklarımız. Hatta paylaşmayı öğrenemeyecektik ve yetinmeyi. Tek başına
mutlu olmakla biriyle mutluluğu paylaşmak arasındaki o ince çizgiyi fark
edemeyecektik. Aslında bir Pazartesi başlangıcı olmasaydı muhtemelen bizlerde
olmayacaktık. Tabi bu işin uç noktası ve tabi ki anaokuluna başlarken bunu hiç
düşünemiyoruz. Hatta üniversitenin ilk gününde bile düşünemiyoruz.
Düşünemememiz bizim suçumuz değil tabi ki. Korku ve endişeler bize yüklenen
rollerden kaynaklanır. Rol derken kavrammış gibi olur ama aslında halk dilinde
baskı diyoruz biz buna ve yıllardır tartışılır bu konular. Ne gereği varsa!
Pazartesileri sevmemek aslında başlangıçlardan da kaçınmak
demektir. İlla yeni bir adım atmamız gerekmez. Süregelen şeyleri yaparken bile
hep yeni başlangıçlar içindeyizdir. Yeni haftalar yeni günler… Monotonluğumuzun
içinde aslında sürekli bir başlangıç halindeyiz. Belki de biz insanları
yıldıranda budur. Suçu pazartesilere atmak biraz adaletsiz gelir bana hep.
Sevelim ve bağrımıza basalım demiyorum tabi ki de asla bir cumanın yerini
tutmaz ama bu kadarda dışlamak onu çok adaletsizce. Eğer Pazartesi bir insan
olsaydı eminim hepimizden tek tek hesap sorar ve sorunun kendisinde değil bizde
olduğunu vurgulardı ve aslına bakarsak çokta haksız sayılmazdı. Bu yüzden nice
yeni başlangıçlar için nice Pazartesilere...