Sizi Seviyorum - Neler Öğretti?

Romantik komedi izlediğim için kendimi suçlu hissetmiyorum. İyi filmdi gerçekten, güldürdü yani. Emre Altuğ ve Durul Bazan gayet başarılıydı. Eda rolünde oynayan kızların hepsi taştı. Esas Eda (Birce Akalay) en güzeliydi belkide. Filmin konusu, iyi özetliyor olayları zaten, farklı bir intikam ya da yola getirme yöntemi olmuş, kutlarım Mustafa Uğur Yağcıoğlu’nu.


Kız arkadaşını aldatan erkeğin yaşadığı trajikomik durumu alatıyor filmimiz. Aldatılan kız adamı seviyor deli gibi, erkekte öyle. Kız arkadaşı tatilden erken dönünce erkek arkadaşını kendi yatakodasında çıplak halde basıyor. Kadın için hayal kırıklığı tabi. Erkek durumu açıklamaya çalışıyor ama kız çoktan yola düştü gidiyor. Bir terk ediş.


Eda kızımız, erkek arkadaşı Erkut’tan akıl dışı bir intikam almaya kız arkadaşı ile karar verir. Daha önce sevgilileri tarafından aldatılmış kızların hepsi (yaklaşık 9 tane) Eda’nın yerine geçerek, Erkut’u delirtmeye çalışıyorlar. Erkut (garibimiz) zamanla alışmak zorunda kaldığı bu hadiseden aklını yitirmeden sıyrıldığı için şanslı olmalı. Kızların biri sporcu, biri yogacı, öbürü, kıskanç, diğeri kararsız, beriki kıl, arkada kalan kuaför meraklısı falan… Her değişik Eda’nın değişik huyları var sabit olan ise Erkut’un sevgilisi olması ve Erkut’un arkadaşı Gökhan’ı tanımasıdır.


Kızlar vardiyalı olarak işbaşı yapıyor. Temel iki husus var: yemeklere şap atıyorlar ki cinsel ilişki olmasın diye, diğeri de tüm kişisel bilgileri değiştiriyorlar (resimler, kimlik, çalıştığı yer vs.) Erkut, ne yaptıysa o kızların Eda olmadığını kanıtlayamaz, arkadaşı (zeki görünümlü) Gökhan bile çaresiz kalır ve sorunun kendilerinde olduğuna inanmaya başlar. Bir iki yere bu durumu danışmak için giderler onlardan biri, üniversite de bilmem ne şeysin eğitim görevlisi falan aksakallı böyle. Üniversitede ki hoca bu durumun dünyada bir ilk olduğunu düşünür ve derslerinde işlemek istediğini söyler (komik aslında) Erkut, bu durumun hayalini kurar ve kâbus görmeye bile başlar. Düşünün kabusunda çocuğu Çinli birinden oluyordu.


Yeterince acı çektirdiklerine inandıktan sonra bu oyunu sonlandırmaya karar verirler ve son değişen kız gerçek Eda olarak karşımıza çıkar. Erkut, o kadar şaşırmıştır ki (adeta mala bağlar) sımsıkı sarılır kıza. “gözümün önünden ayrılma” falan diyor kıza. Sanırım son komiklikse şuydu:


Eda: “Saçımın rengini değiştirsem mi sevgilim? Biraz değişiklik olur hem, sende sıkılmışsındır.
Erkut elinde ne varsa yere atar, yüksek bir yere çıkar ve: “Eğer bir kez daha değişmekten söz edecek olursan atlarım vallaha” tehdidinde bulunur. Bunu şaka olsun diye yapan Eda güler falan böyle. Erkut çıktığı o yüksek yerden düşer ve bir taraflarını incitir. Ama herkes mutludur.


Şimdi düşünüyorum da böyle bir olayın kendi başıma geldiğini, cidden psikolojik bir gerilim babalar. Ne lan her gün başka hatun? Güç dayanmaz yeminle. Hepside farklı kafada zaten, alışamadan yenisi geliyor. Kötü. Tek iyi yanı oturduğun yerden çapkınlık yapabilmek mi ki?