Dağınık Beyin Rüyaları

Bazen rüyayla gerçeği karıştırdığımız anlar olur. Genelde de mutlu anılarla doludur. Çoğu rüyadır zannımca. Gerçek olmasını o kadar dilemişiz ki, rüyasını görünce gerçekten olmuş gibi kabul ediyoruz. Edebiliyoruz o kadar iyimser, mutlak bakıyoruz olaya.Yaşanılmadığını öğrenince ümitsizliğe kapılan oluyor mu? Belki bir gün he? İhtimaller denizi...
Şarkılarda öyle değil mi sanki? Benim yerime bir başkası "sevgiliye" edilebilecek en iyi/kötü sözleri söylerken biz içimizi/kalbimizi rahatlatabiliyoruz fakat şarkıya eşlik etme koşuluyla. Ne var ki, düşlere dokunamıyoruz. Peki ama neden görüp, duyabiliyoruz? Bilim kurgu filmlerinde mantık arayan insan örneği olabilir miyiz?
Bunların aksini de düşünelim. Gerçekten olmuş bir olayın üstüne gelen garip rüyalar serisine inanmak mı kolay, yoksa milyoner olduğuna inanmak mı? Yine o kadar dilemiş olmalıyız ki, istediğimizi yapabilmiş ve bir başarı sağlamışızdır. "Bu bir rüya mı?" sorusu sorarız, hatta "Yine mi rüya görüyorum acaba?" durumuna bile düşebiliriz. Fazla istek, gerçeklerden kopartabilir miydi bizi?

Beyin alışkanlıkları? Vücudumuzu ve organlarımızı tek bir noktada idare ettirmek zor olsa gerek? Herkes kendi başına takılsa daha kötü olurdu dimi? O zaman bir kişiye bağlı kalmalıyız sonucu mu çıkıyor ortaya? Bence tüm organların söz hakkı olmalıydı, sadece bir grubun konuşmasına izin veriyoruz, o da beynin (yani itaat ettiğimiz kişinin) sözcüsü konumunda oluyor. Onlar kim mi? Akciğerden başlayan hava akımının ses borularından geçerek, küçük dille ilk teması sonrası dilin kıvraklığından yararlanarak diş ve damaklara naifçe sürtülme sonucu ortaya çıkan güzel/çirkin ses dalgası.

Güzel bir rüya görmek için iyi bir yatak ve iyi bir uykuya ihtiyacımız var. Pek pahalı değil hatta biraz bedavadır uyumak... Uyuyup dağınık beyin rüyaları görmek.