Saydam Şapka

Öyle hayaller kurarız ki peşinden koşup durduğumuz. Mavi gökyüzünün karardığını gördüğümüzde hayaller kırılmaz mı? Boşa koştuğumuzu hissettiğimizi anladığımızda tekrar koşar mıyız? Sakin çocukların topluma uyum sağlama sorunlarını apaçık gördüğümüzde, sebebini sormak yerine, oturup kaderlerine boyun eğmiş yığının gürültüsüne rastlarız. Kulaklarımızı tıkarız birde, sınavda test kağıdın da boş bıraktığı soruya yanan öğrencinin boş gözlerle bakışını görünce, sıra kendinden olduğunu görmek? Nereye gidiyor yokuş aşağı akan suyun yolu?

Somut verilerle ilerleyen okumuş kişilerin, köylü kesimden sakladıklarını kim ne zaman gün ışığına çıkaracak derdine düşmüş dedelerimizin kısık sesini duymak için, oluşan o sessizlikte en arkada öksüren orta yaşlı adamın ajan olmadığını nereden bilebiliriz ki? Düşünmeyen toplumu yönetmek daha kolay olur, keza düşlerimizi elimizden çalarak bunu başarıyorlar. Bazı büyük liderlerimiz ise onlara çanak tutmayı kendilerine borç bilirler. Aydilge’nin ne naif sesi var değil mi? Aslında İtalya yaşanması en keyifli ülkelerden biri olarak gözüme çarpıyor. Rusça öğrenebilir miyim peki? Dostoyevski’yle oturup bir fincan kahve içebilir miyim acaba?

Bir kadın bir erkek, zorlarsak bir de çocuklar. Filmlerde başrol paylaşımı genelde karşıt cinsiyetler arasında yapılır yanılıyor muyum? Şu aşk filmleri özellikle, kadınlar bu kadar güzel olmak zorunda mı? Ah Türkan Şoray… Yakışıklı erkeklerde var. Hep en iyilerini mi seçerler sanki? Vücut pazarına düşmüş kadınların suçu ne olabilirdi? Bu işin sektör haline gelmiş olması, aslında bu işe işçi olarak girme isteğinin amacı? Ha parayı kim bulmuştu ya?

Birlikte ama yalnız çiftlere hastayım hocam. Hayatlarında ö planda olan işleri galiba. Özel hayatlarına zaman ayıramayan çılgın insanlar. Ha tam tersi? Baba parasıyla yaşayan otuz yaş üstü insanların hali daha mı iyi yahu? Bir eli yağda bir eli balda hı? Peki kuş sütü neyla? Sesi gripten dolayı değişen insanların çatalları seslerine hayran kalan kadınlarından birine rast gelmek dileğiyle…