Mavinin Kalbi

Belki bulutlara dokunmak istediğim için bu kadar uzaklar? Belki de sevmek istediğim için bir o kadar daha uzak. Unutkan olduğumdan belki de, fazla düşünmüyorum. Ben maviyi hep seviyorum. Ama aynı anda bin bir türlü çelişkiyle seviyorum. İki dakika sonra onu unutma ihtimalimi göze alarak seviyorum. Sonra iki dakika doluyor; Ben, seni yine unutuyorum. Kendini sevmeye koşulluyorsun, tıpkı ben gibi… Çünkü orada bir yerde beni sana (ya da) seni bana çeken bir güç var. Manevi bir güç… Mavinin gücü.

Ben yine de maviyi seviyorum, beni sevmesini beklemeden. Zaten bir karşılık beklediğinde aranızdaki ilişki çıkar ilişkisine döner. Çok yaşıyorum bunu: Ufak bir kibrit yanıyor, en yakınındakileri tutuşturuyor, ateş büyüyor… Büyüyor, sonra sönüyor. Ebediyen yanabilir mi? Aşkın bir şeye dönüştüğü de yok! Tıpkı kibrit çöpü gibi; Yanıyor, sönüyor, başlıyor, bitiyor…Her aşık olduğum mavi beni mutlu edip gidiyor.