Blind Dating - Neler Öğretti?

Türkçe'ye "Kör Aşk" olarak çevrilmiş olan film, 2006 ABD yapımıdır. Komedi, dram ve romantizm karşımı bir James Keach yönetiminde yapımdır. Baş rolde Chris Pine'yi Denny karakteriyle izliyoruz. Denny doğuştan kördür ve Denny'nin aşk hayatını konu edinmiş diyebiliriz. Aşk karmaşasına birde körlerin gözünden bakmak gerekebilir. Farklı duygulara sürükleyeceğinden eminim. Sadece aşk filmi olarak değerlendirmemek gerekiyor tabi.

Körlük zor mesele... Beni en çok üzen doğuştan görmeyenlerin sevdiği insanları yani anneleri babalarını kardeşlerini ne bileyim sesinden hoşlandıkları kişileri en samimi arkadaşlarını göremeyecek olmalarıdır. Bu çok sinir bozucu. Görme problemi olanların seslere karşı daha hassasiyeti vardır diğer insanlara göre. Sadece duymak olarak kısıtlamak yanlış olur. Sezgileri de oldukça iyi oluyor. Görmedikleri halde birçok şeyi doğru tahmin edebiliyorlar. Elbette görmenin yerini tutmuyor.

Yakından biliyorum ki, körlerin aşk hayatları biraz sancılı oluyor. Zaten içlerinde hep var olan bir "zaten"lik duygusu yüzünden birçok şeye kalkışmıyorlar bile. Bazen hayale aşık oluyorlar, kendi yarattıklarına. Bazen olmayacak kişilere. Ama aşık oluyorlar. Gerek saçma sapan hallerde, gerekse en saf duygularla. Bir insanın sadece sesine aşık olunmaz. Sesin nüanslarına, tonlamalarına ve hatta diksiyonuna bile aşık olanlar var. Ses fiziksel bir özellik. Dış görünüş ne derseniz deyin önemlidir.

Filmdeki karakterimizin kızlar konusunda şansı pek yolunda gitmiyor. Kardeşi onun için elinden geleni yapıyor. Elinden gelense paralı kadınları Denny ile birlikte olmasını sağlamak. Denny gerçek aşkı arayan bir kördür. Gerçek aşk nedir? Sıradan biri için çok şey... Sıradan olmayanlar için yani mesela bir kör için gerçek aşk ne olabilir? Düşünce empatisi gerekiyor. Lucy adındaki kıza aşık olur, kızda Denny'ye bir takım ailevi sayılabilecek fakat özünde kültürel farklılıkların neden olduğu sorunlar vardır. Bir şekilde hal olur. Mutlu sonla bitmemesi için bir çok neden sayılabilir.

Böyle tehlikeli ameliyat sahneleri benim hep hoşuma gitmiştir. Beni de geriyor çünkü. Ameliyatlar öncesi ve sonrası... Sancılı evreler bunlar. Dozunda dramatize edilmiş bir film olmuş. Fakat bazı aksaklıklar göze çarpıyor elbet. Bastonsuz bir kör kendine o kadar güvenemez. Ben daha görmedim.

Filmin bana öğretecek pek bir şeyi yoktu. Galiba filmden daha fazlasını biliyorum.