Bizum Hoca - Neler Öğretti?

Yönetmenlik koltuğunda Aşk ve Devrim (2011) filminin de yönetmeni Serkan Acar; Senaryosunda ise Sümela'nın Şifresi Temel (2011), Moskova'nın Şifresi Temel (2012) filmlerinin de senaristliğini yapan Yılmaz Okumuş'u görmek mümkündür.

Levent Ülgen ve Cezmi Baskın'ın başrollerini paylaştığı Bizum Hoca 7 Mart günü vizyona girmiştir. Film, toplumda saygı gören, sözüne itibar edilen, doğa sevgisi üst düzey olan, sözlerini Kuran’dan ve Peygamber Efendimiz’in sözleriyle örneklendiren bir Karadenizli olan bizim hocanın liderlik ettiği bir örgütlenmenin vardığı sonuçları göstermektedir. Olayın Karadeniz'de geçmesi sağlam bir mizahında habercisi niteliğindedir. Filmin çekimleri Trabzon, Of, Çaykara ve Uzungöl'de gerçekleşti. Trabzonsporlu Florent Malouda, Jose Bosingwa ve eski Trabzonsporlu futbolcu Yattara da filmde konuk oyuncu olarak yer aldı. Karadeniz'in sevilen seslerinden Hülya Polat'ta konuk oyuncular arasındaydı.

Vizyon tarihi nedeniyle Recep İvedik 4 ile aynı afiş panolarında yer alması Bizum Hoca'nın talihsiz yanı olmuş olabilir. Birazdan vereceğim istatistiklerle daha iyi anlaşılacaktır. Neye göre film tercihi yapılıyor bunun bir araştırması yapıldı mı bilmiyorum ama kanaatime göre şundan ötürüdür Bizum Hoca yerine İvedik'in tercihi: Öncelikli sebep gülmek olsa gerek ama daha fazla ve garanti gülmelisinden... Filmin içeriği ağır olmamalı sanırım. Hiçbir toplumsal kaygısı olmayan filmlerden hoşlanıyoruz. Çünkü: film çıkışı sadece espriler üzerinden filmi değerlendirmeyi seviyoruz. Basiti ve garantiyi seviyoruz. Bizum Hoca belli bir kitle için (İvedik Kitlesi) "hiç" olabilir. Neden mi? Koskocaman salonda İvedik için yer yokken, Bizum Hocayı toplasan on kişiyle izledik. Bu nasıl bir kıyaslama olur yada yanlış mı olur bilmiyorum ama film sonu muhabbetlerinde Bizum Hoca fazla fazla adımlarla önde çıkar.

Bahsettiğim istatistikler şunlar:
Bizum Hoca: Toplam Seyirci (1 Hafta): "57.905 kişi"
Recep İvedik 4: Toplam Seyirci (1.Hafta): "2.857.019 kişi"

Yukarıdaki tablo oldukça düşündürücü. Bakıldığı zaman iki filmde de sinematografik öğelerin kalitesi vasat olduğu söylenebilir. Peki, toplumun neden İvedik'e ihtiyacı var? Sonuç olarak kullanımlar ve doyumlar kuramıyla ilintili bir durumdan söz ediyoruz. Bir daha düşünelim...

"Gündeme Gönderi" son zamanlarda sıkça duymaya başladığım bir tamlama olarak çıkıyor karşıma. Bilindiği üzere hareketli günler geçiren bir Türkiye tablosu var önümüzde. Haziran Direnişine selam yollayan ayrıntılara rastlamak mümkün. Gezi Parkındaki yeşille, Karadeniz'deki yeşilin bir farkı var mı sizce? Sen, ben sahiplenmezsek yaşadığımız yerleri ve onların güzelliklerini biri çıkar ve elinden alır. O birileri hep var, hep senin umarsızlığından yararlanmak için orada bekler.

Dini, dili, ırkı, inancı, doğayı, parkı, yeşili, insanlığı, direnişi, parayla karıştırmak, siyahla beyazı ayırt edememekle eş değerdir.

Öğretiler:

  • Suyun sermaye olması ise ileri ki nesillerin susuzluğunun göstergesi olacaktır.
  • Hidroelektrik Santralleri (HES) doğal dengeyi bozmakla birlikte, bitkileri, hayvanları ve halkın su ihtiyaçlarını da öldürür.
  • HES'ten üretilen enerjiyle edilen tasarrufu, kaçak elektrik kullananları engelleyerek edersek daha karlı sonuç elde ederdik.
  • Halkı 3F ile yönetebilirsiniz: Salazar'ın Fado Fiesta Futbol üçlemesidir. İnsanları eğlenceye yönlendiren bir nevi fundamentalizm yanlı bir kuraldır. Günümüz Türkiyesin'de görmek pek mümkündür.