Tamam mıyız? - Neler Öğretti?

Filmin adında da geçen soruya daha yazının hemen başında cevap verme gereği duyuyorum. Tamam değiliz! 29 Kasım 2013 tarihinde vizyona giren film Çağan Irmak yönetmenliğinde ve bir saat otuz iki dakika uzunluğundadır. Filmin özetini aktarmak gerekirse; "İhsan bedensel engeli nedeniyle annesine bağımlı olarak yaşamak zorunda olan ve içerisinde kısılıp kaldığı bu hayata günbegün daha fazla küsen genç bir adamdır. Hayalleri vardır; asla gerçekleşmeyeceğini düşündüğü bu hayallerin uktesi ve annesine yük olduğu fikrinin ağırlığıyla yaşamdan kopmaktadır. Temmuz ise idealleri doğrultusunda baba evinden ayrılan ve bu süreçte ayaklarının üzerinde durmak için çabalayan bir heykeltıraştır. Geçinebilmek amacıyla çocuk romanlarında çizerlik yapar ve mutlu bir ilişkisi de vardır. Her şey böylesine yolunda giderken kız arkadaşı tarafından terk edilmesi ve üstüne işten çıkarılması hayatını altüst eder. Temmuz ve İhsan'ın yolları hayatlarının böylesine karanlık bir döneminde kesişir ve bu tesadüf ikisinin de yeniden doğmasını sağlar." olarak özetlenir.

Oyuncu kadrosunda: Aslı Enver, Gürkan Uygun, Aras Bulut İynemli, Sumru Yavrucuk, Deniz Celiloğlu isimlerini görmekteyiz. Ana karakterlerimiz ise İhsan rolüyle gördüğümüz Aras ve Temmuz rolüyle gördüğümüz Deniz'dir. Aras yürüme engellidir ve kolları da yoktur. Deniz ise gay'dir. Bu iki farklı dezavantajlı gruba ait karakterlerin ortak bir paydada buluşmalarını isteyen Çağan Irmak, paydayı "çaresizlikte" toplamış görünüyor. İhsan, ölmek istiyor çünkü yaşamdan zevk alamaz hale gelmiştir. Temmuz bunalımda çünkü sevgilisinden ayrılmış ve işinden de olmuştur. Bu iki karakterin karşılaşma sahnesinin basite indirgendiğini kabul edebiliriz. Temmuz, İhsan'ı iki kere rüyasında görür ve üçüncü gün İhsanı kanlı, canlı görür. Oldu mu sayın Irmak? 

Filmin ismini en az üç kere izlerken duyduk. Saymadım, kulağıma tıktılar! Fakat tamam olmadığımızı bu filmde de gömüş olduk. Babası tarafından istenmeyen çocuk muamelesi gören engellinin ve yine babası tarafından kabullenilmeyen Temmuz'u birbirinin sığınağı olarak nitelendirmek hoş olmamış. Buradan şu mesajı mı çıkartıyoruz yoksa gerçekten kötücül bir düşünceye sahibim siz bilirsiniz. Dezavantaja sahip bireylerin sığınabildikleri, anlaşabildikleri, dost, sevgili olabildikleri kişilerde dezavantajlı grubun üyeleri olmak zorunda. Yahutta anne faktörü... Ne bir dost nede bir sevgili onların sevdiği tek kişi anneleri mi?

Kabul edilir ki anne ile çocukları arasında babalardan daha kuvvetli bir bağ vardır. Bu durumu filmde doyasıya yaşadık. Hemen hemen aynı durumda olan annelerin de dayanışmasına tanıklık ettik. Ama halen anlatamadığımız yada ortada anlaşılmayan bir durum var ki o da gerçekten sinir bozucudur.

Neden çocuklar yerine en iyi kararları ebeveynleri alır? Çocuk dediğime bakmayın yaş sınırı yok bu çocukluğun. Anne ve baba her zaman aynı statüdedir. Üstelik çocuklar kendi başına ayakta durmak için mücadele verirken neden onlara köstek olurlar? Ortada bir kaos var.

Çokta sert eleştirilere gerek yok, kısaca film hakkındaki görüşüm "olmamış" ve inanın bu tür filmlerde de başarılı olma olasılığı düşüktür. Ne yaparsan yap yaranamazsınız bana/bize/bizlere...