Zeytinli Rock Festivali 2019 Notları

Türk Rock müziğinin en etkin festivallerinden biri de Balıkesir'de yıllardır düzenlenmektedir. 90'dan fazla ismin sahne aldığı festivalde rock müziğin yeni isimleri bir yana dursun, rap dünyasından da oldukça fazla misafirleri vardı. Balıkesir'in Edremit ilçesinde Akçay sahilinde düzenlenen festivalde Milyon Yapım'ın emeği büyük. Umut Kuzey ve arkadaşları tarafından organize ediliyor. Buradan bir kez daha teşekkürlerimizi iletelim. Çünkü festivaller bizim nefes alabildiğimiz ender alanlardan biridir. Müziğin, kampın, denizin ve gençliğin bir arada olduğu alternatif neyimiz kaldı ki? Festival olağan şartlar altından bir takım kısıtlamalarla gölgelense de, zamanla bunların da üstesinden gelinir diye düşünüyorum. Festival alanında saat 22.00'dan sonra alkol satışının yasaklanması bunlardan biriydi. Bu konuda sıkı denetim kamp dışında da vardı. Kamp alanında saat 21'den itibaren bir alkol kuyruğu söz konusuydu. Öte yandan da konserler devam ediyor ve belki de sevdiğin grubu kaçırıyorsun. Bu organizasyonun dezavantajlarından sadece biriydi.

28 Ağustos - 1 Eylül arası tam 5 gün boyunca kesintisiz müzik ve #yüzdeyüz müzik mottosuyla festival 14.30'da start alıyordu. En son sahne 00.30'da başlıyor ve gittiği yere kadar gidiyordu. Zeytinli'de bu sene üç sahne kuruldu. Siyah, Kırmızı ve Akustik sahne... Siyah sahnede Kımızı sahneye göre nispeten daha bilinir gruplar yer alırken Akustik sahnenin de ağır misafirleri vardı.

Tüm bunlardan önce ulaşım, konaklama, yeme-içme ve tuvalet-banyo ihtiyaçları hakkında deneyimlerimi paylaşmak istiyorum. Daha önce kamp tecrübesi olanlar ve hatta Zeytinli tecrübesi olanlar bu kısımları pas geçebilir tabii ki.

Ulaşım:
Şehir dışından gelenler için Balıkesir Akçay Otogarına direk giden otobüs firmalarını kullanmak mantıklı olacaktır. Akçay otogarından kamp alanına yürüme mesafesi uzak, o yüzden dolmuş kullanabilirsiniz. Hemen otogarın önünde bulunan caddede dolmuşlar sık geçiyor. Birkaç arkadaş beraber geldiyseniz yada otogarda bulduğunuz kampçı arkadaşlar ile birlikte taksi kullanabilirsiniz ki biz öyle yaptık. Taksimetre fiyatı daha az yazsa bile sabit ücret tarifesi olarak 25 TL istiyorlar.

Kamp alanına geldikten sonra yürüme mesafesi olarak 700 metrelik bir yol sizi bekliyor olacak. Bu yol üzerinde istemediğiniz kadar seyyar satıcı yer alacak. Kokoreç, köfte, döner, su, bira, tost, sigara, dondurma ve hatta festival bileti satanlar bile yolunuza çıkabiliyor. Bilet kontrolünden geçtikten sonra gişeye gidip, biletinizi veriyorsunuz ardından size festival boyunca kaybetmemeniz gereken ve hasar görmemesi gereken bileklik takıyorlar. Daha sonraki giriş çıkışlarınızda hız kazanmanız için. Bu işlemden sonra güvenlik tarafından çantanız ve üstünüz aranıyor. İçeriye herhangi bir yiyecek ve içecek sokmak yasak. Kapalı olsa bile! sadece açılmamış sigaranızı alıyorlar. Tabii bunu bilmeyen gençler, güvenlik kontrolü esnasında oluşan sıraya içeri sokamadıklarını mecburen paylaşmak zorunda kalıyor. Bayağı bereketli bir bekleyiş olmuştu. Çeşit çeşit sigaralar, poğaça, börek, bisküvi derken kahvaltıyı sırada yapmış olduk.

Alana girdikten sonra ana sahneleri geçi çadır kuracağınız yere ulaşabiliyorsunuz. 27 Ağustos saat 15:00'dan sonra çadırcıların kamp alanına alınmasıyla erken gelenler önlerden yerlerini kapmalarına fırsat veriyor. Biz çarşamba günü yani festivalin başladığı günün sabahında oradaydık. İlk bakışta fazla kalabalık olmayan kamp alanında düz ve temiz bir alan seçip çadırımızı kurduk. Akşama doğru inanılmaz bir çoğalmayla çadırımızın konumunu kaybettik tabii. Tüm alan beklenildiği üzere yeşil, mavi ve beyaz renk yoğunlukta çadırlarla dolmuştu. Hepsi birbirinin aynısı. Çadırınıza giden yolu bir şekilde ezberledikten sonra ertesi gün aynı yolu yine karıştırabiliyorsunuz. Çünkü taşınanlar, göç edenler son güne kadar devam ediyor. Kamp alanının girişinde telefonlarınızı ve powerbanklarınızı şarj edebileceğiniz bir bölüm var. Tek seferlik 8 lira, kamp boyunca sınırsız 30 lira. Powerbanklar için ise bu fiyat 15 lira olarak belirlenmiş. Çadırların en sonunda tuvalet ve duşlar konulmuş. Her ne kadar sabahları sürekli olarak temizleniyor olsa da hijyen konusunda kötüydü. Ki iyi olmasını beklemiyoruz tabii. Duşlarda suyun soğuk ve az akması dışında bir sorun yoktu.

Yeme - İçme
Açık konuşmak gerekirse benim en merak ettiğim bölüm burasıydı. Kamp dışındaki fiyatlarla karşılaştırıldığında bence makul fiyatlar vardı. Örneklerle açıklamak gerekirse, orta boy pizzanın 20 lira olması, sandviçin 5 ve 8 lira olarak iki çeşit olması, filtre kahvenin 10 lira olması ki orta boy bardak, ayvalık tost 15 lira ama doyurmadı tabii, pilav-nohut 10 lira, kola, fanta, ice tea 5 lira; Bana kalırsa en pahalı olan suydu. Su 2 liraydı ve günde kişi başı kaç litre içildiğini hesap edemiyorum bile. Merak edilen soruyu yanıtlıyorum bira olarak tuborg çeşitleri vardı. 17 ve 20 lira olarak fiyat belirlenmişti ki sanırım fazla olmuş. Çünkü gençliğin yarısı biralarını dışarı da yarı fiyatına içip öyle geliyorlardı. Benim favorim pizza oldu, hem güzel hem de doyurucuydu.

En önemli şeyi unutuyordum, festival alanında yeme içme bölümünde geçen bir kart veriyorlar size. Telefon numaranız ile kayıt oluyorsunuz ve içine para yükleyip öyle alışveriş yapıyorsunuz. Şifre girmenize gerek olmayan kredi kartı gibi düşünün -tabii ön ödemeli sistemi olan. Bu sayede param kayboldu, çalındı gibi durumların içine düşmeyeceksiniz deniyor. Fakat kartla ilgili bir takım sorunlar yaşanmış duyduğuma göre. Genel olarak mantıklı ve hızlı çalışan bir sistemi var.

Tuvalet - Banyo:
Yukarıda da belirttiğim gibi her ne kadar temizlense de hijyen konusunda sıkıntılı durumdaydı. Kamp alanında alaturka tuvaletler bulunuyordu. Bir de ücretli tuvalet vardı ki, bu benim en sık kullandığım tuvalet oldu, para verince daha hijyenik olduğunu düşünebilirsiniz ama tam olarak öyle değil, Tek avantajı elinizi yıkamak için bir çeşmesi ve sıvı sabunu olmasıydı. Bunun için 1,5 lira verilir tabii. Paralı tuvalet yemek alanında olduğu için sahnelere de yakındı. Öyle aman aman bir kuyruk da olmuyordu. Açık duş alanlarında daha fazla sıra olduğunu söyleyebilirim.

Gelelim asıl mevzuya, Siyah ve kırmızı sahnede şu isimler şu tarihlerde çıktılar, aynı zamanda kısa notlarımı da grupları hemen yanına iliştireceğim.


28 Ağustos Çarşamba 
Siyah Sahne

Mazhar Fuat Özkan (Günün son sahnesi ve en enerjik performanslardan biriydi.)
Selda Bağcan (Ölmeden dinlenmesi gereken, eli öpülesi kadın.)
Cem Adrian (Kendi şarkılarından çok türkülere yer veren, oktav ustası sanatçı)
Pamela (Ne kadar yaşını alıp gitsen de, sen hep İstanbul'un hapsinden kaçan kadınsın)
Niyazi Koyuncu ("Bu şarkı göklere selam olsun" deyip "İşte Gidiyorum"u söylediği an...)
Aydilge (Kadın cinayetleriyle ilgili söz eden ilk sanatçı, sempatik şarkılara sahip.)
Murder King (Sana uzak kaldık affet.)

Kırmızı Sahne
Adamlar (Sistemin çarkına sokulan çomak olarak tanımlıyorum kendilerini.)
Son Feci Bisiklet (Bu grubun ismini seviyorum, kendilerini de konserlerini de sevdim)
Yok Öyle Kararlı Şeyler (Üçüncü yeniler olarak adlandırılıyorlar ya, farklılar bence de...)
Gökcan Sanlıman (Akşam yemeğimi yiyordum, konsantre olamadım.)
Ayben (Benim için hala "benim adım ayben korkun benden" mottolu Ayben Başkan.)
Güney Marlen (Eda Baba'dan sonra solo çalışmalarını beğeniyorum takipteyim.)
Sedef Sebüktekin (Şarkılarından çok dansına ve konuk dansçıya odaklandığım sahne.)
Gelini Öpebilirsin (İsmi çok şeye malzeme olabilecek kadın vokalli taze bir grup, vokalist sahneden sonra aşağı inip fotoğraf çektirdi. Açılış konseri 14:30)

29 Ağustos Perşembe
Siyah Sahne

Teoman (İlk kez 2011'de konserine gitmiştim, o günden sonra bu ikinci görüşmemiz ve gerçekten yıllar geçtikçe daha çekici bir sesi oluyor.)
Mabel Matiz (Festivaldeki yerini kabullenemediğim şarkıcı, fakat iyi insan.)
Feridun Düzağaç (En iyi şarkılarıyla geldi ve geçti... Çocukluğumuz kokuyor şarkılarda.)
Moğollar (Ben Cahit Berkay diyorum, susuyorum.)
Oceans Of Noise (Grubun solisti Sertap Erener, daha ne istenir?)
Fuat (Kendisine ilk defa zeytinli'de yer bulan klasik rapçi abimiz, saygımız var.)
Supernova (Kolay gelsin.)

Kırmızı Sahne
Yüzyüzeyken Konuşuruz (Telesekretere konuşamayanlardanım, Teoman'ı bekliyordum o esnada, uzak kaldım biraz.)
Sena Şener (Konser değildi sanki, daha güzel bir şeydi...)
Nova Norda (Dinazorlar şarkısını çok sevdiğimin grubu ya hu.)
Khontkar (Kafayı çekip geldiği doğrudur, ben beğenmedim ama seveni çokmuş.)
Palmiyeler (Uzaktan dinledim ama fena olmayan grup.)
In Hoodies (Yabancı kaldığım anlardan...)
What da Funk (Antalya'da da izledim seni, güzelsin.)

Pagos (Yeni ve ilgi çekici bir grup, sonuna kadar dinledim, takipteyim.)

30 Ağustos Cuma
Siyah Sahne

Athena (Geç başlayan ve en geç biten konser buydu. Adamlar çalıyor, söylüyor, zıplıyor ne varsa yapıyor, sonlara doğru Şebnem Ferah geldi sahneye, güzelde bir anıydı.)
Duman (Bu adamların canlı performansları başka bir alem, bu altıncı konserimiz oldu.)
Ceyl'an Ertem (Ütopyalar Güzeldir... Sahnede daha çok kalmasını temenni ederdim ama sanırım teknik bir kaç sorun oluştuğu için erken bitirdi.)
Umut Kuzey (Organizasyonda emeği gözardı edilemeyecek isimdir, eyvallah.)
Can Gox (Cem abinin yadigarı gibisin be Can abi. Canlı dinlediğim için mutluyum.)
Çamur 
Piiz (Ben çok çok eskiden beri bilirim seni. Yerin var bizde.)

Kırmızı Sahne
Pera (En iyi sahnelerden birine imza atmış, güzel grup.)
Gülçin Ergül (Festivalde boşluğu doldurmak için çağrılmış gibi. Sesini beğenirim.)
Kül (Severiz kendilerini.)
Yaşlı Amca (Çevremde dinleyen çok kişi var ama daha bana sıra gelmedi.)
Aga B (Genç ve yetenekli olduğunu söyleyebilirim.)
Melike Şahin (Ud çalışına hayran olduğumuz türkü sesli, türk sanat müziği okurcasına, farklı bir kafa)
Lara Di Lara (Antalya'lı olduğunu düşündüğüm kadın, sakin, temiz sesli.)

Alaz Pesen (Tanımıyorum, yorumsuzum. )

31 Ağustos Cumartesi
Siyah Sahne

Şebnem Ferah (Toplamda beşinci konserimiz ve beni en çok etkileyen "Eski" şarkısıdır, bilen bilir.)
maNga (Bu tarzın bence Türkiye'de en iyisi.)
Ceza (2000'lerin başından beri takip ettiğim yegane rapçi, bana kalırsa kralı. Bir çok şarkısına ezberlemediğim halde eşlik ettim. Küçük bir arkadaşımızı sahneye alıp sarılması da efsane hareketti.)
Pilli Bebek (Açık konuşmak gerekirse canlı dinleyeceğim için çok heyecanlı olduğum grupta ama dinlerken o kadar mutlu olamadım. Siz yorgunluğuma verin ama kulaklıktan dinlerken daha bir etkileyiciydi. Gerçi Behzat Ç.'nin etkisi de olabilir hani?)
Aslı Gökyokuş ("Su Gibi" şarkısını söylemediği için her ne kadar üzülsem de ve her ne kadar teknik sorunlar yaşansa da sahnede çıplak sesiyle bize eşlik eden sevgili kadın, çok severim.)
yirmi7 (Grubun solisti Amerikalı.)
Genç Osman Yavaş (Uzaktan dinlediğim kadarıyla, fena değildi tabii.)

Kırmızı Sahne
Melek Mosso (Yan flüt çalışını sevdiğimiz doğal bir insan evladı, konserleri seviliyor.)
Hey! Douglas (Fazla hareketli benim için.)
Sattas (Tarz dışı.)
Ezgi Aktan (Spotify'den takip ettiğim kadarıyla tanıyorum, sahnesi güzeldi.)
The Away Days (...)
Hedonutopia (...)
Narda Afrika (Çok farklı bir tarzları var, ilgimi çekmedi.)

Makas (...)

1 Eylül Pazar
Siyah Sahne

mor ve ötesi (Yuxexes'i bilenler bilir, ilk orada canlı izlemiştim ne heyecanlıydı be!)
Pentagram (Onlar bir efsanedir.)
Bulutsuzluk Özlemi (İzleyemediğim için üzüldüğüm fakat daha önce konserlerine gidebildiğim müthiçş bir grup, tarih kokar, gerçeklik kokar...)
Flört (Ne güzel bir grupsun ya hu!)
Black Tooth (Küfür ettikleri için canlı yayınlanmayan metalciler birliği.)
The Madcap (Sert müziği olan, yetenekli grup.)
Yol Arkadaşları (Cem Karaca'nın içinde bulunduğu son grup, ve Cem Karaca'yı yaşatmak için direnen mis gibi grup.)

Kırmızı Sahne
Fatma Turgut (Otogarda otobüs beklemektedir, Model grubu iken birkaç defa dinledim, umarım hala küz olan sevgilileri telefonla arayıp barıştırmaya çalışmıyordur çünkü seviyoruz kendisini yani.)
Baba Zula (Kamp alanı dışındayım.)
Deniz Tekin (Kadıköy Sahne'de izlemek için özel çaba gösterdiğim insandı, ailecek beğeniyoruz.)
Dolu Kadehi Ters Tut (Hareketli bir grup, oldukça seviliyor, yolları açık...)
Kamufle (Özellikle dinlemek istedim, rap sevmiyor değilim, yeni tarza alışamadım.)
Dilhan Şeşen (Sakin ve tatlı bir hanım solistin sesiyle güneşin sıcağı...)
Sails of Serenity (...)
Sıcak (Gerçekten çok sıcak hava...)


Çekebildiğim en net kareler bunlardı.


Tüm bu sahnelerin yanı sıra bir de Akustik Sahne vardı ama hiç katılamadım. Orada da çok güzel isimler vardı. Bülent Ortaçgil, Jehan Barbur, Halil Sezai, Çelik... Bir sonraki festivalde akustik sahne içinde zaman ayıracağım. Benim için müthiş bir festival oldu. Emeği geçenlere teşekkürler, umarım seneye tekrar görüşürüz.