Ergenlikte Yeni Biri

   Durduk yere yanına gelir, belki yanına oturur, belki bir şeyler sorar. Konu açılır, artık konuşuyorsunuzdur. Sorular döner ortada, sadece konuşturmak için sorulan sorular... Ses tonunu beğendiği için bile bir iki ekstra soru düşer aklına... Hoşuna gitmiş de olabilirsiniz. Sanki sizin hoşunuza gitmedi bu belirsiz ilgi? Hadi devam ettirelim mi?


   Hiç tanımadığın biriyle dost olmak, insanı korkutur bir nebze... Kimsin, nesin, nereden geldin? Hayatıma neden girdin? Ne kadar kalacaksın? Beni kendine bağlayacak mısın? Gidecek misin? Gidersen üzülür müyüm? Seni sevmiş olabilir miydim? Biraz fazla düşündürür sizi. Tanımak uzun sürer ve sürdüğü sürece canın sıkılır. O kadar zor değil diyenlerde var. Evet, çok mu zor biriyle tanışıp, iki gün sonra sevgili olmak? Komik gelebilir ama gülmeyin, seninde amacın bu olmuş olabilir zamanında, yada şuan bile.


   Konuşmalar sıklaştı ve artık "dost" kavramını benimsediniz. Tamam oldu birinci amaç başarılı oldu. Dost ne demek bilmeyenler vardır belki ? Açıklayalım, dost: en kötü gününde yanında olan, darılma, alınma, gücenme, bozulma gibi herhangi bir ruh durumunu sizin üzerinizde denemeyen nadir insanlardır. Var mı sende "dost" ?


   Sonra sırlar paylaşılır, samimiyet artar, sevgi sözcükleri söylenmeye çoktan başlanmıştır. Bir parçan haline getirmiş gibi görünüyorsun ve onu düşlüyorsun, yanında olmak istiyorsun. O konuşsun ben dinlerim, gülsün ben izlerim.... İyilik meleği kesilirsin, belkide hayatında hiç aynı anda yapmadığın kadar (bir günde) iyilik yapmışsındır ona... Dost dedik başta ama durmuyor şişedeki gibi votka... 


   O kadar iyisin ki onla, o kadar mutlu... Hep süreceğini sanıyorsun ya... Buna bir isim bulmak lazım öyle değil mi? Aşk... Şimdi özet yapmak gerekirse; Hiç tanımadığın biri, kazara tanıştığın biri oldu. Sonrasında arkadaşın, ardından dostun, sırdaşın ve sıra sevgilin olmaya geldi. Dost olmak kadar kolay değil gibi görünüyor bu? Hem aklınıza şöyle bir soru geldi mi? "Sevgiliden sonra sıra neye gelecek?"


   Döngü 1: O'na sevgililik teklif ettin kabul etti. O da bunu istiyordu, sevgisi aşka dönüşmüştü. Mutluydunuz daha da mutlu olmayı arzu ediyordunuz. Umduğunuzu bulmak için birlikte oldunuz. Seviştiniz, yattınız... Pişman değildiniz. Nereden bilebilirdik bir ayı doldurmadan ayrılacağınızı? Sebebi boş ver kıytırık bir nedenle bile o büyük sevgi, kine dönüşebiliyor. Çünkü biz insanız...


   Döngü 2: Mutlusunuz, çünkü iyi, çok iyi arkadaşsınız. Belki değil, kesinlikle "en iyi" dost sizsinizdir. Bu arkadaşlığın bitmesini ikinizde istemiyorsunuz. Haklısınız... Çözüm aramakla meşgul oldunuz ve fikrinizi paylaştınız. O'na "sevgili" olmak istediğinizi söylediniz. Hiç beklemediği bir soruydu bu, kabul etmek aklından geçmiyordu. O, dostluğun, aşka dönüşeceğine inanan biri değildi. Reddetti! Sonuç: Artık eskisi kadar iyi dost değiller, yada dost değiller artık...


   Sıkılınca yeni arkadaş bulmak isteyenlere biraz hak veriyorum. Yenisinden de sıkılacaktır biliyorum. Aynısını eski-yeni sevgilileri içinde düşünüyorum. Daha aklı, fikri, gönlü, hissi, heyecanı yerine oturmamış birer "ergenler"iz biz...