Hayal Gücü

Gücümüzün farkında değiliz. Daha doğrusu güçlerimizin farkında değiliz. Herkesin çeşit çeşit güçleri var. Ortak gücümüz ise: Hayal gücümüz!

Hayal etmenin sınırı yoktur, sınırda çizemeyiz. Gücümüzü kullandığımız kadar geniş bir hayale sahip oluruz. Günlük işlerimizde basit hayallerimizi olan gücümüzle idame ettirebiliyoruz. Fakat bazılarımız var ki hayal gücünü zorlayarak, gerçekten sadece kendisinin düşlediği bir hayale erişebiliyor. Çıktığı o doruk noktasında kalmasını bekleyemeyiz ancak hayalini gerçekleştiremeyeceğini de söyleyemeyiz.

İmkânsızın olmadığına inanan insanlarız biz. Hayal kurmak gibi bir imkânımız varsa; Hayali gerçek hayta yaşayabiliriz? Çocukların hayal güçleri kısıtlı olabilir ama en farklı hayallerin doğduğu beyinlere sahipler. Büyüdükçe hayal güçleri zayıflar çünkü yeni hayaller kuracak yeterli ortam bulamazlar. O kadar çirkin bir dünya ki bu(!)

Oyuncak tasarımlarında ki hayal güçlerini es geçemeyiz. Basit bir plastik bebeğin, arabanın tasarımı, gökdelenlerin tasarımından daha zordur. Hitap ettikleri kesimler de birbirine zıttır. Ortak noktaları bile yoktur. Ama ikisi de hayalin gücüdür. Herhangi bir nesneyi oyuncak niyetine kullanabilirsin, fakat gökdelenin tepesinde sadece boş bir mavilik görürsün.

“Hayal Gücünü Kullanma Kılavuzu” belki böyle bir kitap vardır? Ya da yazılmayı bekliyordur. İnsanlar kendi güçlerinin farkına varmaları için bir yön göstericiyse ihtiyaç duyabilirler. Zira kendilerinin farkına varmaları bir ömür bile sürebilir. Hayal gücü doğuştan gelen yetenektir ve geliştirilmesi herkesçe mümkündür.

Bu yazının çıkış noktası 2006 yılında vizyona girmiş ve Hayko Cepkin’in de yer aldığı “Çocuk” filmindendir. İzlemesi sıkıcıydı, bir çocuk filmiydi ve sadece çıkardığım konusu güzeldi.