Medyanın Etkisi

Medya nedir? Radyo, televizyon, internet, yazılı basın aracılığıyla halkı bilinçlendirmeye, haber vermeye yarayan, hoş vakit geçirmemizi, eğlenmemizi sağlayan bir mecra mı yoksa; Bir kaç kişinin oyuncağı mıdır? Medya evreni kimlere hitap eder? Okumuş, eğitimli, zengin, söz sahibi kimselere mi yoksa; Fakir, cahil, sömürülen kesime mi? Patron kimdir?

Kitle iletişim araçları ne kadar iyi kullanılırsa, halkın zihnine o kadar rahat girilebilir. Televizyon, radyo ya da yazılı basın karşısında tabiri caizse ayakta uyuya, yani eğitim seviyesi düşük insanlara, olmayanları "oldu bitti" diyerek kandırabilirler, çünkü halkın bu kesiminde sorgulama kavramı yoktur. Kim ne kadar çok izleniyor, dinleniyor, okunuyorsa onların dediklerine inanılır. Zihinlerini medyanın kurtlarına kaptıran koyunların kimseye zararı yoktur. Nitekim ateşi karıştıran maşa gibidirler.

Sorgulamak, araştırmak, gerçeği kendi gözleriyle görmek ve sonrasında gün ışığına çıkarmak, her yiğidin harcı değildir. Bunu yapan birçok araştırmacı gazetecinin şimdi nerelerde olduklarını biliyoruz. Öyleyse susup beklemeli miyiz? Medyanın patronları: siyasette önde gelen kimseler ve onun yalakalarıdır (tenzlh edileceklerde var.) Güçlüsün, halka karşı zaten güçlüsün, elinde milyonca insanı teşvik edecek medya faktörü de sana ait. Sesini çıkartanları kör kuyulara atıyorsun. Belki hala en güçlüsü sen değilsin diyedir bunca rezalet(!)

Şehirde yaşayan adamın evinde milyarlık dev ekran televizyonu var, köyde yaşayan adamında eski, hantal bir televizyonu var. Televizyonların kalitesi farklı fakat ikiside aynı kanalı izlediklerinde aynı bilgiyi, aynı ses ve görüntüleri görürler. Keza televizyon en yaygın kitle iletişim aracıdır, gerek görsel gerekse işitsel olarak diğer basın araçlarından kendini ayırır. Netice olarak, köyde yaşayan adamla şehirli adamın arasındaki tek fark 'algılamalarıdır." Eğitimli kişi izlediği haber hakkında yorum yapabilir, aksini iddaa edebilir ve o konuda daha kolay araştırma yapabilir. Köyde yaşayan adamın yapacağı pek şey yoktur muhtemelen izlediği haberi doğru olarak kabul edecektir. O yüzden bu ülkenin eğitimli kişilere ihtiyacı var. Medya objektif olmalıdır, "tarafsız habercilik ilkesi" diye bir vıdı vıdı var, ama her yerde göremediğimiz aşikardır.

Kendi çıkarları doğrultusunda toplumunu manipüle eden bir siyasi iktidarın en büyük kozu medyadır. Wag the Dog filminde de olduğu gibi iyi bir "yalan haber" yapmak için Hollywood yapımcısıyla başkan bir anlaşma yapabilir. Sonuç olarak istediklerini halk üzerinde başarırlar ve zafer yine aynı iktidarın olur. Filmden anladıklarıma dayanarak söyleyebileceklerim şunlardır ki: Türkiye'de televizyon izleme oranının yüzde 94 olması toplumumuzun kandırılmaya ne kadar aç olduğunun göstergesidir.