Deri (Pelt 2010) - Neler Öğretti?

Bu filmin aynısından 100 tane daha bulabileceğime iddiaya girebilirim. Tek farkı oyuncuları ve mekanı değişik. Klasik kasap filmlerinden. "Bu benim filmim" dedirtecek hiçbir vurgu yok. Olabildiğine standart. Hatta vasatın altı. Konusuna baktığımda "korku" yazıyordu. Ancak filmin son sahnelerine istemeden güldüm. Yani doğal bir gülüş oldu. Tavsiye etmek isterdim ama 180 dakikanız ziyan olmasın. Ayrıca izlediğim için pişman olduğumu sanmıyorum ve buna rağmen tavsiye edemiyorum. Çelişki var gibi ama yok yok.

Filmi izlerken dedim ki: "Bende istiyorum arkadaş!" Sevgilimi alıp, dağın-ormanın tepesine çıkacağım sonra sevgilimle kağıt oynayacağım. Tabi, bu Türkçe modeli oluyor. Avrupaca: "zapzup yapmak" olarak geçiyor. (Başkaları gibi inanmayın buna.) He, evet neden Türkler'de yok bu? Bize yapak böyle filmler. Bizim burada tutar bak bunlar. İki kız tavlama sahnesi, üç öpüşme, dört espri sahnesi, bir tanede kötü adam koyun tamam işte!? İyiler kazanacak mutlu son göz yaşartacak oldu bitti. Ama dur lan? Bu film kötü sonla bitti. O açıdan tebrik etmeliyim senaristi. O kadar badirenin ardından kampa gittikleri gibi geri dönselerdi tam gülerdik. Filmde üç kadın oyuncu vardı üçü de güzeldi, favorim Jenny :)

"Filmden ne anladım?" sorusunu yanıtlamak gerekirse ki rutin hale getirdim bunu; Öyle biraları alıp ormanın derinliklerinde sevişmeye gitmeyeceksin. Öperler! Kalıbından büyük şahıslara kafa tutmayacaksın. Keseler! Arkadaşını yarı yolda bırakmayacaksın. Vicdanın titrer! Bide ne halde olursan ol arkadaşının sevgilisine yavşama. Ayıp oluyor.

NOT: Günün şarkısı olsun bu "Red Hot Chili Peppers - Californication"