Edward Scissorhands - Neler Öğretti?

Türkçe çevirisiyle "Makas Eller" olarak izlediğimiz filmin başrol oyuncusunun Johny Deep olması film için kocaman bir artıdır. Deep'in filmleri hep öyle değil mi zaten? Sıradan bir izleyicinin dikkatini çekeceğini sanmıyorum. İzleyenler ya gerçek bir merak içine girmişlerdir, yada Deep'i gördükleri içindir. Alternatif olarak ise izleyenlerin tavsiyesiyle izleyen kesim vardır. Peki, film adıyla (çevirisiyle) ilgi çekmiyor mu? Konusunu okumadan önce, yani adını duyduğum ilk anda kavgalı, dövüşlü, aksiyonlu bir film olacağını düşünmüştüm. Sizde düşünmeyin yanılıyorsunuz sonra...

Toplumdan kendini soyutlamış veya toplumun soyutladığı bir takım dezavantajlı gruba dahil insanlar var. Genelde bir noksanı olanların "hiç biri" olarak kabul edilmesi, fazla bir fonksiyonu var, diğerlerinden üstün diye dışlanması, o hiç birilerinin özenle seçtiği tercihleri değil. Edward'da öyle.

Bir insan yaratmak! Bunu başarabilen bir annedir. Anne, yaratacağı çocuğuna iyileri, kötüleri, neyin yanlış neyin doğru olduğunu öğretebilseydi ana karnında, ona tecrübelerinden bahsetseydi ya da ona insanları anlatsaydı bildiği kadarıyla, bu mümkün olsa yapmaz mıydı daha fazlasıyla? En azından insanları tanımakla zaman kaybetmezdi evladı. Bence bir insanın doğumu, ölümünden daha mühimdir.

Aramızda birebir Edward yoktur herhalde. Benzeri mutlaka vardır ama. Peki, Peg'in kızı Kim gibisi var mıdır? Bir mağara adamının hiç ısınmamış kalbine aşık olabilecek biri? Film bu aşk konusunu çok mu yüzeysel almış diye düşündüm şuan... Düşünüyorum... Kız, ilk gördüğünde korkar, erkek kız için bir şeyler yapmak ister, kız etkilenir, bu belirginleşir, sonra kız erkek için bir şeyler yapar, sonunda dudağından öper. Al işte fazla yüzeysel. Filmin sonuna nasıl bir ekleme yada kesme yapılır diye de düşünmedim değil. Tim Burton amca bana kızar belki(!) ama bu izleyicilerin yemeklerinin içine elmas tozu da serpiştirsek yine beğenmezler. 12 yıl öncesi için fazla konuştum tamam (1990 yapımı film).

Bitiş sahnesi için verdiğim ihtimaller:

  • Gökten yıldırım düşeydi, kız öleydi.
  • Bir şekilde kız yine ölseydi.
  • Galeyana gelmiş mahalle sakinlerinin saldırısına uğrasalar (gerçi onlarda o göt yok ama)  
  • Ya Burton amca Kim ölseydi işte?
  • Edward ölseydi. Kim yaşasaydı. 
  • O dangalak çocuk ölmese de olurdu.
  • Edward makas ellerden kurtulsaydı ama yine ölseydi. 
  • Kim'in yüzüne bir kere dokunup sonra ölse?

Doğru iskelet ama yanlış bitiş senaryosu olarak sunulduğunu savunuyorum. 

Ve düşünülmesi gereken asıl nokta şu olmalı: Fantastik fikirler bir yana, ellerini kullanamasaydın? Empatini yap işte. Ellerini kullanmadan bir şey iç, bir şey giy, sevdiğin birinin yüzüne dokun, temizliğini yap bir şey yap. Sömürün kendinizi hadi. Ne öğrendiğimize gelince: Belki bir gün tesadüfen, en olmadık yerde ama gereken zamanda kaybetmenin de güzel yanlarının olduğunu öğreniriz. 


Yapım: 1990 - ABD, Tür: Dram,  Fantastik,  Komedi,  Romantik, Süre: 105 dakika Yönetmen: Tim Burton, Oyuncular: Johnny Depp, Winona Ryder, Dianne Wiest, Vincent Price, Nick Carter, Kathy Baker, Anthony Michael Hall, Conchata Ferrell, Caroline Aaron.