Google Amcaya Hürmetler

Sergey Brin ile Larry Page tarafından 4 Eylül 1998'de resmen kurulmuş bir web arama motorudur Google. Dünyada en çok kullanılan arama motoru olarak da bilinir. Oranlara bakılacak olursa: Google %67'nin üzerinde bir paya sahiptir. Sadece arama motoru ile İnternet hayatımıza şekil vermekle yetinmeyen Google, aynı zamanda birçok uygulaması ile günlük (internet) yaşamımızı kolaylaştırmaktadır. Blogger, Picasa, Google Talk, Google Translate, Mobil Google, Reader, Gmail ve Google Chrome gibi daha bir çok uygulaması mevcuttur.

Bizim ele alacağımız uygulaması dünyaca kullanılan arama motoru uygulaması olacaktır. Türkiye'de 7'den 70'e bilgisayar kullanıcılarının İnternet başına oturduklarında tarayıcıyı açıp adres çubuğuna ilk yazdıkları adres "www.google.com"dur. Öyle ki Google, her ihtiyacımıza yanıt veren, yardımsever ve ince fikirli bir arkadaş gibidir. Aradığımız anahtar kelimelerle bizi yadırgamayan aynı zamanda da kullanıcısına sadık biridir. Google ama dediğimize bakmayınız. Halka arz edilmesinden neredeyse 14-15 yıl geçmiştir. Bu süreçte çok şey yaşamış ve erken yaşta ihtiyarlamak suretiyle "70'lik delikanlı" gibi hala hayatımızda önemli bir yerdedir. Omuzlarındaki yükün haddi hesabı yoktur. Milyonlarca web adresini tıpkı bir ajandaya yazılmış telefon numaraları gibi aklında tutan ve sorulduğunda anında yanıt veren bir makinedir.

Google'ın Dillendiğini Düşünürsek?
Her yaş grubunun kendine göre ilgi alanları vardır. Kimi sanata, kimiyse bilime merak salmıştır. İnternet'in de kocaman bir dünya olduğunu var sarsak bize rehberlik edecek birilerine ihtiyacımız var. Adres bilmediğimiz yerde pek verimli olamayız. İşte bu noktada, Google'ın kalifiyeli bir eleman olduğunu kabul ederiz. Ona sorduğumuz (arattığımız) ne varsa keşke bir listesi olabilseydi elimizde. Öyle alışmış ki ne soracağımıza daha bir iki yada bir kelime yazdıktan sonra hemen devamını kendisi getiriyor. Leb demeden leblebi gibi... Siz her şeye rağmen yanlış bir arama yaptığınızda ise "Bunu mu demek istediniz" gibi nazikçe bir soruyla bizlere yardımcı olmaktadır. 

Peki, her şeyi bilmek bir yerde zulüm olmuyor mudur ona? Genç hayranları tarafından 300 milyon kere izlenen zibidik bir çocuğu (bizim Justin Bieber'dan söz ediyorum) görmek ve duymak istemeyebilir! Aynı zamanda dünyanın önünde eğildiği birini de görmek istemeyebilir. Kısaca Google'ın kendi zevkleri olsa hani ne garip olurdu dimi? Peki, olduğunu düşünelim, ona günde milyar kere işkence ediyoruz! Bide şu olsaydı eğer; Google'ın seçtiklerini izleyecek, dinleyecek ve okuyacaksınız, neticede herkesin kullandığı ve bir nevi bağlı kaldığı, muhtaç olduğu bir site. Huhu! Bu daha bir fazla zulüm içeriyor. 

En dandik isteklerimizden en makul isteklerimize kadar, her şeyimize yanıt veren, vermeye çalışan Google'ın, bizim için önemini anlamak için 3-5 saat onsuz İnternet'te zaman geçirmemiz yeterli olacaktır. Başımız sıkıştığında koşarak yanına geleceğimiz bir amcamızın olmadığını düşünmek bizi öksüz bırakabilir. İyi ki varsın Google diyesim geldi he...

"Google'suz sörf, Facebook'suz ergene benzer."