İki Bin On Üçe Bir Kala

"Yeni bir başlangıç değil; başka bir bitiş..."

Her yeni yaş gibidir yılbaşı, kutlarsın ancak derince de bir iç çekersin. Üzülürsün okyanustan bir damla eksildi diye. O damla ki, havaya karışıp geri gelmeyecek kadar lükse sahip olan. Eksiliyoruz yani üçün beşin lafını yaparken. Cezmi Ersöz'ün dediğine geliyoruz sanki yavaş yavaş, "büyürken üşüyoruz" ne dersin?

Geriye dönüp baktığımız ender günlerdendir bugün, hazır eskiyi bugüne taşırken, uzun uzun dalıp gitmeler faydalıdır. Ne yaptın? ya da ne yap"a"madın? diye sık sık sor, bile bile yanlış cevap da verme. Siyasetten, spora, gündemin akıl almaz saçma olaylarından, küresel ekonomiye, savaşlardan, eğitime, absürt olaylardan, belki bir iki tane iyi olaya kadar çok şey geçirdik yine. Çoğunun farkında da değiliz belkide? Hani nasılsa öylesine  yaşıyoruz ya seve seve...

Ocak ayı çabuk geçer, Aralıkla beraber...

Çünkü bir tarafta bitirmeye çalıştığımız zaman, diğer tarafta bitirdiğimiz zamanın mutluluğu ile gelen tozlu pembeli ocak ayı. Bir daha geri dönmeyeceği kimsenin aklına gelmiyor nitekim, eğlenceden eğlenceye koşuyoruz. Kutlanası günler değil bunlar. Elbette oturup üzülesi günlerde değil fakat sıradan bir günmüş gibi davranmanın kimseye zararı olmaz. İlla ki kutlamak gerekiyorsa evinde ailenle anılarınızı, arkadaşlarınızla mutluluklarınızı falan yineleyin. Asıl alkollü eğlence yerine, birazcık geçmişi tazelemek daha iyi gelir insana.

Özetle 2012 neydi?


  • 2011'in sonlarıyla başlayan bir yenilenme hareketi olarak kabul ettiğim olay "üniversite" ve ciddi sınavların (okuldaki zımbırtı değil) verildiği yer. Eğitimin diğer kurumlardan farklı olduğu bir yer değil çokta, burada önemli olan mezun olmakta değil. Mezun olduğunda seninle beraber yola devam edenler aslında. 
  • Günlük tutmanın saçmalığından söz etmeden daha makul bir alışkanlığımdan bahsedeyim. Önemli bulduğum olayların bir kronolojisi olmalıydı, günlük değilde bunun adı "notluk" olsun.
  • Blogger olarak tam bir seneyi doldurduğumu gördüm, ve belli bir istikrarla. "Sarhoş Kedi Hikayeleri", "Sesli Blog", "Radyo Y" gibi yan eylemlere de kalkışmış olmamın güzelliği de ortada. İstikrar anahtar kelime aslında ve "eğer 21 gün bir şeyi tekrarlarsak alışkanlık edinmiş oluyormuşuz" önemli bu. Oha menemen  yiyesim geldi.
  • Dünya görüşü edinmeli her insan. Bunu öğrendim, çünkü sen her ne kadar siyasetin yada başka boktan şeylerin dışında kalmak istesen de hep içindesin. Sırf pasifliğin işe yaramadığı için az çok bazı konularda bilgin olmalı. Bunun içinse köşe yazıları seni yönlendirecek şekilde. Yönlendirecektir çünkü onlar taraflı. Tıpkı senin gibi.
  • 2012'nin teknolojik gelişmelerinden söz etmek gerekirse: akıllı telefon furyasına adımı yazdırmış olmam 6630 (8 yıllık telefonumu) unutacağım anlamı taşımıyor. Dizüstü bilgisayara ihtiyacım vardı evet. Lenovo işimi baya görüyor. Ve bir de yarı profesyonel olması dezavantaj olarak görünse de bana uygun olduğunu düşündüğüm bir Fujifilm Finepix HS30X gayet hoş. Ayrıca herkes de bir saat bulunmalı.
gibi şeylerle özetleyebilmek mümkün. Baya kaba bir özet işte. Klasik temennilerle dolu dileklerimizi tekrar tekrar duyduk bugün, milli piyango bileti yine fakirin umudu olacak. Mutlu yıllar...