Sevgi neydi? Sevgi iyilikti, dostluktu, sevgi emekti..
Durursam bir daha kurtulamam..
Ziyanı yok, gülüşü yeter bize..
Yüreğim kaydıysa günah mı?..
Çamura saplansam yardıma gelir
misin?..
Elini tuttum sıcacıktı, yüreği
elindeymiş gibi..
Elinden tutuversem benimle gelir mi?
Seninim işte, alıp götürsene beni..
Elveda Asya, elveda selvi boylum al
yazmalım, elveda..
Bitmemiş türküm benim..
Türkan
Şoray ve Kadir İnanır’ın iç sesleriyle son bulur film. Ve akılda kalan tek
soru; sevgi neydi?
Aşk,
sevmek, saymak, huzur ve mutluluk! Bunların kelime anlamlarını
söyleyebilirsiniz değil mi? Evet, söyleyebilirsiniz. Çünkü söylemek çok basit
geliyor insana…
Söylemesi
kolay, yaşanılası zor bir terimdir Aşk. İnsanın başına düşmedikçe o toz pembe
bulut, anlaşılmıyor sükût. Hayal gücüm sınırları zorluyor yine, odamın tavanı
sinema salonlarını aratmıyor. Yani düşüncelerime projeksiyonu bağlasam,
oskarlık film çıkar. Çıkar çıkmasına da… Sessiz film dalında aday olur.
Aşkın
tanımı herkese göre farklıdır. Çok şey istersin ama o akıldaki sorular yok mu o
akıldaki sorular! Uykuları yok eder onlar. Gizli sevmek zordur aslında ilk
başlarda emin olamazsın, emin olduğunda tabularını yıkmak zorunda olduğundan
bunu kendine yapamazsın. Kendine söyleyemezsin! Kendine doğru düzgün
söyleyemediğini ona nasıl söyleyeceksin? Bir zaman gelecek o söylese ben
söyleyemem diyeceksin. Bir zaman gelecek keşke söyleseydim diyeceksin ama
incinmekten korktuğun için hiçbir cümle kuramayacaksın. Zaten aşk bu değil
midir? Bilmeden canını acıtan da odur merhem olan da... Bir şarkı duyduğunda
değil her şarkıda onu hatırlamak için elinden geleni yaparsın kendi içinde
yaşarsın. Bakmaktan çekindiğin anlar, hatta bakışını yakalayacak diye o kadar
çok korkarsın ki bunlar aşkın en masum belirtileridir.