Walk Ride Rodeo - Film Eleştirisi

Yaşadığımız süre boyunca kendimize ulaşmamız için hedefler koyarız. Başarılı olabilmek için birçok şeyi karşımıza alırız. Karşımıza çıkan engelleri aşmak için ödün verdiğimiz şeylerde olur. Ne olursa olsun, o hedefe ulaşma fikrinden kopamayız. Bizi biz eden belki de o koyulan hedeflerdir. Bunu ancak kazandığımızda fark edebiliriz. O halde? Mücadeleden vazgeçmemek gerekir. Amberley Snyder'in de dediği gibi: "Hayat size ne veriyorsa, siz daha fazlasını verin".

Yaşanmış bir kikayenin Netflix aracılığıyla filme dönüşmesi sonucu ismini duyduğumuz Amberley Snyder'in biyografisinde erken yaşlarda başladığı at biniciliği yer alır. Doğuştan yetenekli olduğu yönünde eleştiriler alan Snyder'in profesyonel Rodeo yarışlarına başlaması da çok gecikmez. Rodeo'da elde ettiği başarıların devamını getirmek için yarışmalara katılmaya devam eden Snyder, geçirdiği bir araba kazası sonrası belden aşağısı felç kalınca hayatı terse akmaya başlar. Verdiği bir röportajda aracın yedi kez takla attığını ve araçtan savrulduğunu (emniyet kemeri o an takılı değildi) ve bilincinin yerinde olduğunu söylemişti.

Hepimizin hayatlarında önemli dönüm noktaları olmuştur (ya da olacaktır). Bir gün herkesin başından geçecek bu dönüm noktalarından sağ çıkabilmek yine bizim elimizdedir. Hayat bize ne verirse versin, başımıza ne gelirse gelsin aslında bilmeliyizki kararlar bize aittir. Ve asıl olan kararlarımızın bizi nereye götürdüğüdür. İşte Amberley Snyder'in verdiği karar onu uçurumun kenarından bu noktalara kadar getirmiştir. İlham verici filmler arasındaki yerini çoktan almıştır.

Filmin her ne kadar başrol oyuncuları başarılı olsa da asıl performansı "Power" sergilemektedir. Power, Amberley'in Rodeo arkadaşıdır. Bazı sahnelerde (özellikle ahırda geçen o sahnede) atın duygusallığını en iyi şekilde yakalamak için defalarca çekim tekrarı olmuş olabilir. Filmdeki at, Amberley'in yarışlara katıldığı atın kendisidir.

18 yaşında geçirdiği kaza sonrası belden aşağısı felç kalan Amberley'i Spencer Locke canlandırmaktadır. Bu rolü aldıktan sonra Amberley ile vakit geçirmiş ve profesyonel Rodeo'culardan eğitim almıştır. Filmdeki kazadan önce Amberley'in kardeşi dublörlük yapmıştır. Yönetmen koltuğunda her ne kadar Conor Allyn yer alsa da Amberley Snyder tüm çekimlerde oradaydı. "Gerçekçiliğin bu kadar iyi bir şekilde aktarılmasında da bunun payı çok oldu" diyor yönetmenimiz.

Film biyografik bilgilere aship olduğu için ve en önemlisi yaşanmış bir olayın beyaz perdeye aktarılmasında bu kadar güzel bir iş çıkarılmasından dolayı başarıyı hak ediyor. Filmi izlerken gerçekçilik arayışında olmamak sizi daha bir derinden etkiliyor. İlham verici ve başarı dolu bir hikaye seyretmek isteyenler için 2019 Amerika yapımı, 6,4 IMDb puanlı Netflix yapımıdır.

Teknik bilgiler bir yana dursun değerlendirilmesi gereken bir başka konu ise tekerlikli sandalye bir mahkumiyet mi, yoksa bir araç mıdır? Missi Pyle (anne Tiny Snyder) şöyle söylüyor: "bu tekerlikli sandalye ya kanatların olur ya da senin çapan olur!" Yani? Olmuş olanları geri dönüp değiştirme şansımız olmadığı için, artık onları neden yaptık ve yapmadık hayıflanmasını bir kenara bırakmamız gerektiğini ifade ediyor. Bizim elimizde veya değil, olan olmuştur. Önemli olan, yaşamaya devam ediyor oluşumuz ve bunu en iyi şekilde sürdürmemiz gerçeğidir.

Yaşamak kendinize küsmek, hedeflerinizden vazgeçmek için çok kısadır. Bunun farkına varmak için illaki bir dönüm noktasına mı ihtiyaç vardır? Bilinmez... Ama her hikaye bir ilham kaynağı olabilir. Kendimizi ve hedeflerimizi hafife almayalım. Amberley Snyder kazadan 4 ay sonra tekrar atının üstündeydi. Belden aşağısı tutmayan bir Rodeo'cuydu o. "Walk, Ride, Rodeo!" aynı isimli bir de kitap yazmış. Şimdilerde ise motivasyon konuşmacısı olarak devam ediyor. Sosyal medya hesaplarında tekerlekli sandalye kullanıcılarının sosyal hayatta yaşadıkları zorluklar üzerine konuşmaları var.

Gerçekçilik açısından başarılı bulduğum, izleyiciyi sürükleyen ve etkileyen sahnelere sahip olmasıyla izlenmeyi hak eden başarılı bir yapımdır. Başarılı oyuncu Missi Pyle ve Spencer Locke'un da uyumuyla güzel bir anne-kız hikayesini de görmekteyiz. İyi seyirler.